16 Ağustos 2008 Cumartesi

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ ATATÜRK’ÜN GÖRÜŞ ve DİREKTİFLERİ ATATÜRKÇÜLÜĞÜN TANIMI VE ÖNEMİ

1-ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE SİSTEMİ

ATATÜRK’ÜN GÖRÜŞ ve DİREKTİFLERİ

ATATÜRKÇÜLÜĞÜN TANIMI VE ÖNEMİ

Türk Milletinin bugün ve gelecekte tam bağımsızlığa, huzur ve refaha sahip olması, devletin millet egemenliği esasına dayandırılması, aklın ve ilmin rehberliğinde Türk kültürünün çağdaş uygarlık düzeyi üzerinde çıkarılması amacı ile temsil esasları yine Atatürk tarafından belirtilen devlet hayatına, fikir hayatına ve ekonomik hayata, toplumun temel müesseselerine ilişkin gerçekçi fikirlere ve ilkelere, Atatürkçülük denir.

Atatürkçülüğün kişi ve millet olarak benimsenmesi, mevcut ve gelecekteki saptırıcı ve tutucu cereyanlara karşı korunması; Türk Devleti’nin gelişmesinin, güçlenmesinin ve parlak geleceğinin güvencesidir.

Devletin Tanımı:

Devlet dediğimiz zaman, her şeyden önce bir insan topluluğu, bir millet varlığı anlaşılır. Bundan sonra, bu insan topluluğunun coğrafi sınırlarla belirlenmiş bir arazide yerleşmiş olduğu görülür.

Bir milleti meydana getiren kişilerin, o millet içindeki her çeşit hürriyeti, yaşamak hürriyeti, çalışmak hürriyeti, fikir ve vicdan hürriyetinin, güven altında bulundurulması lazımdır. Keza bir milletin tümünün her çeşit hürriyeti, yani kendi topraklarında dıştan hiçbir müdahale ve sınırlama olmaksızın, hür ve bağımsız yaşaması ve çalışması lazımdır. İşte, devlet gerek kişilerin hürriyetini sağlamak için millet üzerinde bir nüfuza ve gerek millet ve memleketin bağımsızlığını koruyabilmek için kendine özgü bir nüfuz ve kuvvete sahip olmalıdır.

O halde, devlet, belirli bir arazide yerleşmiş ve kendine özgü bir kuvvete sahip kişilerin bütününden oluşan bir varlıktır. 1929 (14-384:387)

Egemenliğin Tanımı:

Devletin sahip olduğu kuvveti ifade ederken, bu kuvveti kendine özgü diye niteliyoruz. Gerçekten de, devleti oluşturan milletin üzerinde etkisini sürdüren kuvvet, kişi olarak hiç kimse tarafından verilmiş değildir. O, bir siyasî nüfuzdur ki devlet kavramının özünde vardır ve devlet onu halk üzerinde uygulamak ve milleti dışa ve diğer milletlere karşı savunmak yetkisine sahiptir. Bu siyasî nüfuz ve kudrete "İrade ve Egemenlik" denir. 1929 (14-388:389)

Türk Devletinin Yapısı:

Türkiye Cumhuriyetinin Anayasası, zamana en uygun millî egemenlik esaslarını, hükümlerini kapsar. Birkaç maddesini, daima hatırda tutmak için burada aynen tekrar edelim.

-Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.

-Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin tek ve gerçek temsilcisi olup, millet adına egemenlik hakkını kullanır.

-Yasama ve yürütme kuvveti, Büyük Millet Meclisinde oluşur ve toplanır.

Bizim düşüncemize göre; siyasî kuvvet, millî irade ve egemenlik milletin bir bütün halinde ortak kişiliğine aittir; birdir. Bölünemez, ayrılamaz ve devredilemez. Millette olduğu gibi, onun temsilcisi olan tek mecliste toplanmıştır. Yani, kuvvetler ayrılığı teorisi bizim için esas değildir. Yalnız, vazifeler şu şekilde yürütülür.

-Meclis yasama yetkisini bizzat kullanır....

-Meclis, yürütme yetkisini, kendi tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı ve onun tayin edeceği Bakanlar Kurulu aracılığı ile kullanır. Meclis, hükümeti her zaman kontrol edebilir ve düşürebilir.

-Yargı yetkisi millet adına usuller ve kanunlar çerçevesinde bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. 1929 (14-417:419)