Kültür Ve Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kültür Ve Sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ekim 2008 Çarşamba

Emmy ödüllerinde en iyiler

Los Angeles'ta Nokia Theatre'da düzenlenen 60. Emmy Ödülleri sahiplerini buldu. Gecede, "Mad Men" dizisi drama dalında en iyi dizi ödülü ile en iyi senaryo ödülünü kazanırken, "Pushing Daisies" en iyi yönetmen ödülünün sahibi oldu.Komedi dalında ise en iyi dizi ödülünü "30 Rock" aldı.

ÖDÜL TÖRENİNDEN ÇARPICI ANLAR

En iyi erkek oyuncu ödülü drama dalında "Breaking Bad" ile Bryan Craston'a giderken, en iyi kadın oyuncu ödülünü "Damages" dizisindeki rolüyle Glenn Close kucakladı.

Gecede ödül alan diğer isimler şöyle:

Komedi dalında en iyi yönetmen: Barry Sonnefeld (Pushing Daisies)
Komedi dalında en iyi kadın oyuncu: Tina Fey (30 Rock)
Komedi dalında en iyi erkek oyuncu: Alec Baldwin (30 Rock)
Komedi dalında en iyi yardımcı kadın oyuncu: Jean Smart (Samantha Who)
Komedi dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu: Jeremy Piven (Entourage)
Drama dalında en iyi senaryo: Matthew Weiner (Mad Men)
Drama dalında en iyi yönetmen: Greg Yaitenes (House)
Drama dalında en iyi yardımcı kadın oyuncu: Dianne Wiest
Drama dalında en iyi yardımcı erkek oyuncu: Zeljko Ivanek (Damages)
En iyi eğlence programı: The Daily Show with John Stewart
En iyi TV dizisi: Recount
En iyi senarist: Kirk Ellis (John Adams)
Eğlence programı dalında En İyi Yönetmen: Louis J. Horwitz
En iyi reality show, yarışma programı: Jeff Probst (Survivor)
En İyi Mini Dizi: John Adams
Mini dizi dalında en iyi kadın oyuncu: Laura Linney (John Adams)
Mini dizi dalında en iyi erkek oyuncu: Paul Giamatti (John Adams)

60 bin çocuk tiyatroyla buluşacak

Koç Holding’in 80. yıl kutlamaları çerçevesinde 2006 yılında başlattığı ve iki yılda 100.000’in üzerinde çocuğa ulaşan ‘Sizinkiler’ Projesi’nde, 2008 turne programı 11 Ekim’de İstanbul’da başlıyor. Biletlerin ücretsiz olarak temin edilebileceği müzikli çocuk oyunu bu yıl 7 bölgede, 20 ilde, 74 gösterimle yaklaşık 60 bin çocuğa ulaşacak.

Koç Holding’in çocukların gerek zihinsel gerekse kültürel gelişimlerine katkıda bulunmak amacıyla başlattığı Sizinkiler Projesi, bu yıl yeni bir oyunla çocukların karşısına çıkıyor. Koç Holding, ‘Altın Çiçeğin Peşinde’ adlı yeni oyun ile 11 Ekim-6 Aralık tarihleri arasında gerçekleşecek turne kapsamında yaklaşık 60 bin çocuğa ulaşmayı hedefliyor.

Ünlü karikatürist Salih Memecan’ın 1991’den bu yana yayınlanan ve tüm çocukların tutkuyla takip ettikleri ‘Sizinkiler’ çizgi kahramanları, BKM’nin sahnelediği ‘Altın Çiçeğin Peşinde’ adlı müzikli, danslı oyunla Türkiye’nin dört bir yanındaki çocuklara keyifli dakikalar yaşatacak. Çevreyi korumamızın önemine de dikkat çeken ‘Altın Çiçeğin Peşinde’ oyununun ilk gösterimi 11 Ekim 2008 Cumartesi günü İstanbul Beşiktaş Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek.

Turne boyunca toplam 5143 km kat edecekler

İlk gösterimin İstanbul’da yapılacağı ‘Altın Çiçeğin Peşinde’, turne kapsamında sırasıyla Samsun, Giresun, Erzurum, Gaziantep, Adana, Mersin, Karaman, Konya, Ankara, Eskişehir ve İzmir’i ziyaret ettikten sonra Kasım ayı başında tekrar İstanbul’a dönecek ve İstanbul’da iki kez daha sahne alacak. İstanbul’un ardından Kocaeli, Adapazarı, Bursa, Manisa, Balıkesir, Çanakkale, Edirne ve Tekirdağ’ı ziyaret ederek, kapanış gösterimleri için tekrar İstanbul’a gelecek olan Sizinkiler ekibi, böylece toplamda 5143 kilometre yol kat ederek 6 Aralık’da turneyi İstanbul’da sonlandıracak.

Velilere özel pedagog, çocuklara sürpriz hediyeler

Proje kapsamında, gösterimin yapılacağı illerde çocuklar salonda keyifle oyunlarını seyrederken, Pedagog Elif Koca da fuaye alanında çocukların aileleriyle sohbet toplantıları gerçekleştirecek. Oyunu izlemeye gelenler fuaye alanındaki Müze Kart standından kart ve bilgi alma imkanı bulurken; TEMA Vakfı’nın ilköğretim okullarında Yavru TEMA adı altında yürüttüğü çalışmalara katılmak isteyen çocuklar da, Yavru Tema standından başvuruda bulunabilecekler. Oyunu izleyen çocukları çıkışta bir de sürpriz hediye bekliyor olacak. Her ilde, oyunu izleyen çocuklara Sizinkiler Puzzle’ı hediye edilecek.

Biletler için…


‘Altın Çiçeğin Peşinde’ oyunu için BKM’nin illerde kuracağı mobil gişeler ya da o ilde BKM biletlerinin satıldığı noktalara başvurarak, ücretsiz olarak bilet temin edilebilir.

Troya yine İstanbul'da

Daha önce büyük bir ilgiyle izlenen Troya adlı dans gösterisi 14 Kasım'da yeniden İstanbul'da.

Her gösterisi kapalı gişe devam eden Troya, Mısır’da gerçekleştireceği gösteri öncesinde İstanbul da sanatseverlerle buluşacak.

Genel sanat yönetmenliğini Mustafa Erdoğan’ın üstlendiği Troya, 120 kişiden oluşan dev dansçı kadrosuyla İstanbul Gösteri Merkezinde izleyicisiyle buluşmaya hazırlanıyor.

İstanbul Gösteri Merkezi (Eski mydonose showland)
14 Kasım 2008
Saat: 21:00

2 Ekim 2008 Perşembe

Dünyanın Yedi Harikası

(Görmek istediğiniz harikanın resmine veya adına dokunun.)


Rodos Heykeli
Kral Mausoleion Heykeli
Keops Piramidi
Zeus Heykeli
İskenderiye Feneri
Babil’in Asma Bahçeleri
Artemis Tapınağı

Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

Ebru Sanatı

(Tarihsel Gelişim)

Kağıt bezeme sanatlarının en mühimlerinden olan ebruculuğun hangi tarihten beri bilindiğini kesinlikle söylemek, bugün için imkansızdır; böyle bir belgeden mahrumuz. Gerçi çok eski tarihli kitap ciltlerinde bile yan kağıdı (kapak ile kitabı birbirine bağlayan kağıt) olarak ebru’yu görmekteyiz. Ancak bu eserlerin yazıldıkları tarih bilinse bile, bizim için, ebru’ya dair bir belge sayılamaz. Çünkü böyle eski yazmalar, yüzyıllar botunca hiç değilse birkaç defa tamir görüp yenilenmiştir. Bu ebru kağıtlarının da o tamir sırasında konulmuş olması muhtemeldir; yani kitabın tarihinden çok sonraya ait olacağı akla gelir. Üzerinde yazıldığı tarih kayıtlı olmak şartıyla bir hat örneği ihtiva eden ebru kağıtları, zamanı göstermek bakımından bir vesika hükmündedir. Görebildiklerimiz içinde tarihi olan en eski ebru kağıdı 962 H. (1554) yılına ait bir Malik’i Deylemi yazısıdır.

Ebru’nun başlangıç tarihini bulmak için hiç değilse Onbeşinci Asır’a kadar inilebilir. Ancak, bir sanatın gelişmesi ve kabul görmesi için yüzlerce yıl geçmesi gerektiğini ve kayıtlarda da detaylı bir arama yapılmadığını düşünürsek bu sanatın çok daha eskilere dayanan bir geçmişi olduğunu kabul etmemiz gerekir. Ayrıca, ebru kelimesinin Farsça’daki EBRİ kökünden geldiğini iddia edenler olsa da, bu kelimenin kullanılmasından yıllar öncesinde, Türkistan’da EBRE kelimesinin çok yakın anlamda kullanıldığı bilinmektedir. Yani kelimenin Farsça’ya zamanın Türkçe’sinden geçmiş olma olasılığı yüksektir. Osmanlı’nın son devirlerinde yaşamış olan Üsküdarlı Şeyh Sadık Efendi, Ebru Sanatı’nın inceliklerini öğrenmek için Buhara’ya gitmiştir. Bu da, Ebru Sanatı’nın Orta Asya kökenli olduğuna dair güçlü bir kanıttır.

NİÇİN TÜRK EBRUCULUĞU


Ebru kağıdının batı ismi Türk Kağıdı veya Türk Mermer Kağıdıdır. Avrupa’da ebru üzerine yapılan meşriyatı’da içine alan “Buntpaper” (alacalı kağıt) isimli eserin girişinde, ebru’nun Türkistan’dan çıkmış olduğu belirtiliyor. Bizdeki ebru sanatkarları arasında söylenegelen rivayette, ebruculuğun gerçekten Buhara’da başladığı şeklindedir. Ebru sonra Büyük İpek yolu ile İran üzerinden Türkiye’ye Ebru ismini alarak gelir. Ebru Sanatı’nın günümüze ulaşmasında, Üsküdarlı Şeyh Sadık’ın büyük payı vardır. Onun devamında, Hezarfen Edhem Efendi, Necmeddin Okyay ve Mustafa Düzgünman, bir yandan sanattaki geleneği korumuş, aynı zamanda da ebru çeşitlerini tanzim ederek Ebru’yu güçlü bir sanat haline getirmişlerdir. Ebru Sanatı ile ilgili yazılmış ilk eser, Tertib-i Risale-i Ebri adını taşır ve 1608 tarihlidir. Basitçe ebru yapımından ve ebru sanatçılığından bahseder.

Osmanlı’da ise Şebek Mehmed Efendi’den sonraki en önemli Ebru Sanatçısı, Hatip Ebrusu’na da adını veren İstanbullu Hatip Mehmed Efendi’dir.Aynı zamanda hattat olan sanatçı, Ayasofya Camii’nde hatiplik yapmış ve 1773 yılında vefat etmiştir.

EBRU NE DEMEKTİR?


Ebru kağıdı üstünde buluta benzeyen renk kümeleri meydana gelmektedir. Bu yüzden bulutumsu bulut manasına gelen Farsça Ebri adının alan kağıtlar, yüzyıllar boyunca böyle anılmıştır. Ancak ebru kelimesi daha ahenkli bulunduğu için, sanat isim değiştirmiş ve galat olarak ebru kağıdı veya ebruculuk denilmeye başlanmıştır. EBRU: [(Aslı: Farsça Ebri = bulut renginde ve daha doğrusu, Çağatayca Ebre = Roba(elbise) yüzü kürk kabı]. Hare gibi dalgalı ve damarlı (kumaş kağıt v.s.) = (isim) Cüz ve defter kağıdı yapmak için kullanılan renkli kağıt. Ebru kelimesinin asıl olarak Ab-ru’dan geldiğini, bunun ise Fars dili kaidesine göre izafet terkibi manası ile yüzsuyu demek olmayıp, tavsifi terkip karşılığı suyüzü manası taşıdığını, çünkü bu sanatın suüstünde icra edildiğini söyleyenler de vardır.

Kağıt üzerinde mermerdekine benzer damarlar görüldüğü için, Avrupalılar ebru kağıdına mermer kağıdı ( = papier marbre, marmor papieri marbled paper….) demeyi tercih etmişlerdir. Arap aleminde ise varaku’I-mücezza ( = damarlı kağıt) olarak tanınmıştır. Kâğıt süsleme sanatlarının en önemlilerinden biri… Bütün Osmanlı sanatlarında olduğu gibi usta-çırak usulü ile öğrenilen ve sanatçının iradesi dışında birçok değişkenden etkilenen bir sanatır.

Ebru; renklerin suyla dansının yarattığı bir ahenktir aslında. Bazı kaynaklar ebrunun, yüz suyu anlamına gelen “ab-ı ru” sözcüğünden, bazı kaynaklar ise Orta Asya dillerinden Çağatayca’da hareli görünüm, damarlı kumaş ya da kağıt anlamına gelen “ebre”den geldiğini söylese de en yaygın kanı, kelimenin kökeninin Farsça; bulutumsu, bulut gibi anlamına gelen “ebri” den gelmekte olduğudur. Her ne şekilde isimlendirilse isimlendirilsin insanlara da isim olan ebru, gizemli bir ahenk taşıyor. Zorlu ve emek isteyen bir sanat olan ebru, geri dönüşü olmayan, tekrarı olmayan, çok değişkenli bir sanattır. Birçok eski eserde süsleme amacıyla kullanılan ebru, geleneksel el sanatlarımızdan olmasına rağmen yakın zamana kadar unutulma tehlikesi ile karşı karşıyaydı.

Dünya çapında çeşitli milletler tarafından sahiplenmeye başlanmış, bazı ülkelerde ebru yapımı sırasında kullanılan malzemeleri üreten firmalar boy göstermişti. Ebru sanatında son devrin piri merhum Mustafa Düzgünman gerek yetiştirdiği öğrencilerle gerek bu sanata kazandırdığı anlayışla manevi hazinelerimizden birinin payidar kalmasında büyük rol oynamıştır.

Not: İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…

Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri Başvuruları Başladı

2009 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri için başvurular başladı. Yarışmaya katılım için son başvuru tarihi 30 Kasım 2008 olup diğer şartlar aşağıda sıralanmıştır :

1- Eser sahipleri yayımlanmamış ve ödül almamış 2'şer öykü ile katılacaklardır.
2- Öyküler iki aralıklı olarak (bilgisayarda yazılmış) en az 2 en çok 11 sayfa olacaktır.
3- Öykülerin yazılı olduğu dosyanın sağ üst köşesine büyük harflerle rumuz yazılacaktır. Kesinlikle gerçek ad ve soyadı belirtilmeyecektir.
4- Katılımcılar öykülerini 6 kopya olarak gönderecekler ve gönderinin içine ayrı bir dosyada kısa özyaşamı, adresi ve telefon bilgilerini belirteceklerdir. Aksi durumda öyküler değerlendirmeye alınmayacaktır
5- Değerlendirme 1.,2., 3. şeklinde olacak, ilk 10'a giren öyküler kitap olarak yayımlanacaktır. Dereceye giren katılımcılar plaket ve kitap seti ile ödüllendirileceklerdir.
6- 30.11.2008 son katılım tarihidir. Gecikmelerden ve kaybolmalardan düzenleyen kurum sorumlu değildir. Öykü yarışması sonuçları 20.03.2009 tarihinde basın yolu ile açıklanacak ve Ümit Kaftancıoğlu'nun 29. ölüm yılı olan 11 Nisan 2009 günü yapılacak anma töreni ile ödüller sahiplerine verilecektir.

SEÇİCİ KURUL

Adnan ÖZYALÇINER, Osman ŞAHİN, Mehmet GÜLER, Öner YAĞCI, Zeynep ALİYE

ÖN SEÇİCİ KURUL

Mustafa SANCAR, İnci GÜRBÜZATİK, Hakan SÜRSAL, Öztürk TATAR, M.Fırat PÜRSELİM,

TESLİM ADRESİ

2009 Ümit Kaftancıoğlu Öykü Ödülleri
Yalın Ses Yayınları
Cağaloğlu Yokuşu Ergüç Han No: 5 Kat: 3
CAĞALOĞLU/ İSTANBUL

Bilgi için :

0 (212) 528 67 31
0 (555) 254 27 26

www.umitkaftancioglu.com
www.yalinses.com

Elektronik Kitap Devrimi

Elektronik Kitap Devrimi

Dünyada yaygınlaşmaya başlayan ve Türkiye'de de satışa sunulan elektronik kitap, bu alanda yüzyılların getirmiş olduğu klasik kitap okuma alışkanlığını değiştireceğe benziyor.

Bu yeni teknoloji, elektronik mürekkep teknolojisine dayalı yepyeni bir ekran tasarımıyla geliyor. Bu ekran türü bildiğimiz bütün ekran türlerinden çok farklı ve özel. Ekranı sayesinde neredeyse kağıttan farksız bir okuma deneyimi sunuyor, çok düşük enerji tüketimini de bu ekranın arkasındaki teknoloji sayesinde başarıyor. Elektronik kitabı diğer cihazlardan farklı ve özel kılan bu ekran sayesinde gerçeğinden farksız bir kitap okuma deneyimi yaşamanız.

Bir kitap ile hemen hemen aynı boyutlarda olması sayesinde kolay taşınması ve bir defalık şarjla bile haftalarca hatta aylarca kullanılması elektronik kitabı cazip kılıyor. Hafızasına yüzlerce kitabı sığdıran cihaz, cep telefonlarında olduğu gibi artırılabilir hafızası sayesinde bu sayıyı binlere çıkartabiliyor. Elektronik kitap, kütüphanenizi çantanıza sığdırıyor ve sizinle beraber gezdiriyor.

Elektronik kitap doğaya saygılı bir teknoloji. Zira günümüz koşullarında tasarruf yapmak, dünyamız ve geleceğimiz için kritik önem taşıyor. Bu teknoloji ise kullanım ömrü boyunca belki de yüzbinlerce sayfalık kağıt kullanılmasının önüne geçiyor. Mürekkep, matbaada kullanılan enerji ve daha pek çok unsuru göz önüne alırsak elektronik kitabın doğaya ne kadar faydalı olabileceğini de görebiliriz. Ayrıca özel ekranı sayesinde bilinen ekran teknolojilerinden çok daha az enerji tüketiyor ve bilgisayarın aksine elektronik kitabın ekranı parlamıyor.

Cihaza dosya kopyalamak da çok kolay. USB bağlantısı sayesinde dosyalarınızı kolayca cihaza aktarabiliyorsunuz. Hatta bilgisayarınızdaki yazılı dokümanları, cihaza uygun elektronik kitaba dönüştürmek için de çeşitli yazılımlar bulunuyor.

Kitap okurken müzik dinlemek isteyenler için de imkan sunan bu yeni teknoloji, bir çok işi aynı cihaz ile yapmamız konusunda da fırsat sunuyor.
Akademisyenler, öğrenciler ve eğitim alanında çalışan kişiler ders notlarını elektronik kitapta izleyebilecek hale getirebiliyor. Eğitimciler ders notlarını web sayfalarında PDF formatında yayınlayabiliyor. Harita, kroki gibi görsel, adres defteri gibi yazılı bilgilerde taşınabiliyor.

Bazılarının geleneksel kitabın sonunu getirmesinden korktuğu elektronik kitap için yetkilier, geleneksel kitaba ne derece alternatif olacağını bilmediklerini ancak 2010�a kadar kitap satışlarının yüzde 1�ini oluşturabileceğini tahmin ettiklerini söylüyorlar.

Elif Şafak'ın Bit Palas'ı Fransızcaya Çevrildi

Türk edebiyatının yeni dönemdeki en önemli yazarlarından Elif Şafak'ın Bit Palas (Bonbon Palace) adlı romanı Fransızcaya çevrildi. Kitabın editörlüğünü daha önce Baba ve Piç (La Batarde d'Istanbul) romanını Fransızcaya kazandıran Phebus Yayınevi yaparken çevirmenliğini Valerie Gay-Aksoy üstlendi. Bit Palas'ın Fransa'da yeni yayın döneminde en çok ilgi çeken yabancı eserlerden biri olması bekleniyor.
Elif Şafak'ın tüm eserlerini Fransızcaya çevirmek istediklerini dile getiren Phebus Yayınevi Yabancı Edebiyatlar Sorumlusu Daniel Arsand, Bit Palas'ın ardından Siyah Süt'ün çalışmalarına başladıklarını belirtti. Arsand, Elif Şafak'ı Fransız okurlarıyla buluşturmak için Fransa'ya birkaç kez davet ettiklerini ancak kendisinden henüz cevap alamadıklarını ifade etti. Fransa'da 2007'nin Ağustos ayında yayınlanan Baba ve Piç romanı şu ana kadar 24 bin satış rakamına ulaştı. (HABERLER.COM)

2009 filmleri bomba gibi

Sinema dünyasının merakla beklenen gişe rekortmenliğine aday dev yapımları, 2009 yılında birbiri ardına seyirciyle buluşacak. İşte 2009'un çarpıcı filmleri.

Kate DiCamillo'nun aynı adlı kitabından uyarlanan ve kocaman kulakları olan fare “Despereaux”un maceralarını anlatan “The Tale of Despereaux” adlı film, 23 Ocak'ta vizyona girecek.

Dustin Hoffman, Stanley Tucci, Matthew Broderick, William H. Macy, Emma Watson, Kevin Kline ve Sigourney Weaver'in rol aldığı filmin kahramanlarını Dustin Hoffman, Matthew Broderick, William H. Macy, Robbie Coltrane, Sigourney Weaver, Christopher Lloyd ve Tracey Ullman seslendirdi.

DAVİD KOEPP'IN İLK YÖNETMENLİK DENEMESİ

“Jurassic Park”, “Mission: Impossible” ve “War of the Worlds” gibi filmlerin senaryo yazarı David Koepp'in ilk yönetmenlik sınavı romantik komedi “Ghost Town”, 13 Şubatta izleyici ile buluşacak.

Filmde, sahip olduğu becerileriyle herkesi kendine hayran bırakan Bertram Pincus (Ricky Gervais) adlı diş hekiminin çevresinde gelişen olaylar konu ediliyor.

“UZAY YOLU” 29 ŞUBAT'TA VİZYONDA

Televizyonun efsane bilim kurgu dizisi “Uzay Yolu/Star Trek”in 11. sinema filmi, 29 Şubatta vizyona girecek
Kaptan Kirk, Mister Spock, Doktor McCoy ve mühendis Scott'un Yıldız Filosu Akademisi'ndeki tanışmaları ve “Atılgan” uzay gemisiyle ilk yolculuğa çıkmalarını konu alan filmin yönetmenliğini, Jeffrey Jacob Abrams yaptı, senaryosunu Roberto Orci ve Alex Kurtzman yazdı.

Filmde John Cho, Ben Cross, Bruce Greenwood, Simon Pegg, Chris Pine, Zachary Quinto, Winona Ryder, Zoe Saldana, Karl Urban, Anton Yelchin, Eric Bana ve Leonard Nimoy rol aldı.

Hollywood tarihinin en uzun ömürlü serilerinden olan “Uzay Yolu/Star Trek”, bugüne kadar gösterime sunulan 10 sinema filmiyle 1 milyar doların üzerinde gişe hasılatı elde etti.

“WATCHMEN” 23 YILDA ORTAYA ÇIKTI

“300 Spartalı”nın yönetmeni Zack Snyder'in yeni filmi “Watchmen”, 6 Martta izleyicilerin beğenisine sunulacak.
Alan Moore ve Dave Gibbons'un Hugo ödüllü, Amerika'nın en iyilerinden kabul edilen ve 12 sayıdan oluşan çizgi roman serisinden uyarlanan film, 23 yıllık bir çalışma sonunda ortaya çıktı.

Filmin başrolleri için Patrick Wilson, Jack Earle Haley, Malin Akerman, Billy Crudup, Jeffrey Dean Morgan, Matthew Goode, Stephen McHattie ve Carla Cogino kamera karşısına geçti.

Konusu 1985 yılında geçen filmde, ABD ile Sovyetler Birliği arasında başlayan savaşta bir grup eski süper kahramanın serüvenleri konu ediliyor.

SOKAK KÖPEKLERİ OTELDE

Sokaklardan topladıkları düzinelerce sahipsiz köpeği terk edilen bir otele yerleştiren 2 yetim kardeşin öyküsünü konu alan ve 13 Martta sinemaseverlere sunulacak olan “Hotel for Dogs”un başrolünü Emma Roberts üstlendi.
Lois Duncan'ın aynı adlı kitabından uyarlanan filmin yönetmenliğini, “görsel efektler uzmanı” olarak adını duyuran ve ilk kez bu filmde yönetmenliğe adım atan Thor Freudenthal yaptı.

“Michael Clayton-Avukat” filminin yönetmeni ve senaryo yazarı olarak Tony Gilroy'un senaryosunu yazıp yönettiği “Duplicity”, 20 Martta gösterime girecek.

Clive Owen, Julia Roberts, Billy Bob Thornton ve Tom Wilkinson'ın rol aldığı film, ortak çalışan ve aralarında romantik ilişki de olan iki casusun son derece karmaşık bir dolandırıcılık işini çözmek için işbirliği yapmasını anlatıyor.
20 Martta vizyona girecek bir diğer film ise dünyanın en komik, ünlü ve sevilen kedisi “Garfield”ın yeni maceraları olacak.

CORALİNE” 15 MAYIS'TA VİZYONDA

“Beowulf” ve “Princess Mononoke”nin senaryo yazarı Neil Gaiman'ın aynı adlı romanından sinemaya uyarlanan “Coraline”, 15 Mayıs'ta vizyona girecek.

Senaryosunu Henry Selick'in yazdığı ve Mike Cachuela ile birlikte yönetmenliğini üstlendiği filmde, yeni taşındığı evde keşfettiği esrarengiz bir kapıyı açınca kendisini paralel evrende bulan “Coraline” adlı küçük bir kızın maceraları anlatılıyor.

“Coraline”, digital 3 boyutlu sinema salonlarında gösterilmek üzere dual digital kamera donanımıyla stereoskopik olarak çekilen ilk stop-motion animasyon filmi olma özelliği taşıyor.

Yönetmen Christian Alvart imzası taşıyan “Case 39”, 22 Mayısta vizyona girecek enaryosunu Ray Wright'ın kaleme aldığı filmde, Oscar ödüllü oyuncu Renee Zellweger, Jodelle Ferland, Ian McShane ve Bradley Cooper rol aldı.

Filmde, “Lillith” adlı küçük bir kız çocuğunu kötü niyetli anne-babasının elinden kurtarmak için mücadele veren sosyal hizmet görevlisi Emily Jenkins'in (Renee Zellweger) öyküsü anlatılıyor.

HOLLYWOOD'UN GÜNEY KORE FİLMİ UYARLAMASI

Güney Kore filminden uyarlanan “Karanlık Sırlar/The Uninvited” 29 Mayısta sinemaseverlerle buluşacak.
Yönetmenliğini The Guard Brothers'ın yaptığı filmde, Emily Browning, Elizabeth Banks, Arielle Kebbel ve David Strathairn rol aldı.

Senaryosunu Craig Rosenberg, Doug Miro ve Carlo Bernard'ın yazdığı film, annesinin ölümünden sonra bir psikiyatri kliniğinde tedavi gören Annan ile annesinin hayaletinin ziyaretleri çerçevesinde gelişiyor.

“UP” 29 MAYIS'TA VİZYONDA

Canavarlarla ve kötü kişilerle mücadele edebilmek için vahşi doğa ile işbirliği yapan 70 yaşlarında bir adamın serüvenlerinin anlatıldığı “Up” adlı film, 29 Mayısta vizyona girecek.

Pete Docter'ın Bob Peterson ile birlikte yönettiği bilgisayar animasyonu türündeki filmin senaryosunu Bob Peterson, Ronnie Del Carmen, Brenada Chapman ve Gary Rydstrom yazdı.

“Up”, Walt Disney'in sahibi olduğu Pixar animasyon stüdyolarının 10. bilgisayar animasyon filmi olacak.
Adrenalin ve hız kavramları üzerine inşa edilen “Fast and Furious” serisinin dördüncü bölümü, 5 Haziranda vizyona girecek.

Vin Diesel ile Paul Walker'ı yeniden buluşturan filmin yönetmenliğini Justin Lin yaptı, senaryosunu Chris Morgan yazdı.

BİLGİSAYAR OYUNUNDAN SİNEMAYA

Aynı adlı bilgisayar oyunundan sinemaya uyarlanan “Prince of Persia: The Sands of Time”, 19 Haziranda vizyona girecek.

Başrollerinde Jake Gyllenhaal, Gemma Arterton, Alfred Molina ve Sir Ben Kingsley'in rol aldığı filmin yapımcılığını Jerry Bruckheimer üstlendi.

Yönetmen koltuğunda “Harry Potter” serisinin “The Goblet of Fire” adlı bölümüyle ünlenen Mike Newell'ın oturduğu filmin senaryosunun ilk taslağını “Prince of Persia” video oyununun yaratıcısı Jordan Mechner yazdı.

“The Prince of Persia”nın film versiyonu, orijinal video oyununun birebir uyarlaması olmayacak, izleyiciye tamamen yepyeni bir deneyim yaşatma amacıyla oyundan bazı unsurların birleştirilmesi yöntemi izlenecek.

“TRANSFORMERS”IN İKİNCİ SERİSİ

Hasılat rekorları kıran “Transformers”ın ikinci serisi, 26 Haziranda vizyona girecek.

İlkinde olduğu gibi Michael Bay'ın yönettiği filmin senaryosunu Alex Kurtzman, Roberto Orci ve Ehren Kruger yazdı.
John Turturro, Josh Duhamel, Shia LaBeouf, Megan Fox, Tyrese Gibson, Rainn Wilson, Jonah Hill, Matthew Marsden, Kevin Dunn, Teresa Palmer, Samantha Smith, Peter Cullen, Isabel Lucas ve Romon Rodriguez'in rol aldığı filmde, “Cybertron” gezegeninde yaşayan ve başka mekanizmalara kolayca dönüşebilme yeteneğine sahip olan robotların yeni maceraları anlatılıyor.

“BUZ DEVRİ”

Buz devrinin 3 sevimli kahramanı “Manny”, “Sid” ve “Diego”nun eriyen buzların arasından çıkıp dünyanın keyfini sürmesinin neşeli öyküsünü anlatan “Buz Devri” serisinin üçüncü filmi, 1 Temmuzda vizyona girecek.

“Buz Devri 2: Erimeye Başlayor” filmindeki yönetmenlik görevine devam eden Carlos Saldanha imzası taşıyan filmin kahramanlarını Queen Latifah, John Leguizamo, Chris Wedge, Ray Romano, Denis Leary ve Sean William Scott seslendirdi.

Bryan Burrough'un “Public Enemies: America's Greatest Crime Wave and the Birth of the FBI/Halk Düşmanları: Amerika'nın En Büyük Suç Dalgası ve FBI'ın Doğuşu” adlı kitabından uyarlanan film 10 Temmuzda vizyona girecek.

Yönetmenliğini Michael Mann'in üstlendiği filmin senaryosunu Michael Mann ile Kevin Misher yazdı. Filmde, Christian Bale, Johnny Depp, Marion Cotillard, Channing Tatum, Giovanni Ribisi, Stephen Dorff, Billy Crudup ve Leelee Sobieski rol aldı.

Amerika'nın bunalım yıllarında geçen filmde, FBI ajanı Melvin Purvis'in dönemin en ünlü suçluları John Dillinger, Baby Face Nelson ve Pretty Boy Floyd'u cezaevine tıkma çabası anlatılıyor.

“G-FORCE” 18 EYLÜL'DE

Oscar ödüllü efekt sanatçısı Hoyt Yeatman'ın ilk yönetmenlik denemesi “G-Force”, 18 Eylülde vizyona girecek.
Nicolas Cage, Steve Buscemi, Tracy Morgan, Will Arnett ve Bill Nighy'ı bir araya getiren filmin senaryosunu Cornack ve Marianne Wibberley kaleme aldı.

Filmde, evlerde kullanılan sıradan araç ve gereçler aracılığıyla dünyayı yok etmeyi planlayan şeytani ruhlu bir dolar milyarderini durdurmak için Amerikan hükümeti tarafından görevlendirilen özel eğitimli gizli ajanlar ekibinin maceraları anlatılacak.

YENİ TRANSFER “G.I. JOE”-

Oyuncaklar aleminden beyazperdeye en yeni transfer olan “G.I. Joe” 7 Ağustosta vizyona girecek.
Oyuncak firması Hasbro'nun oyuncak aksiyon figürlerininin sinemaya aktarılması fikri, bir başka oyuncak serisi olan “Transformers”ın elde ettiği gişe başarısı sonrasında hız kazandı.

Oyuncak kahramanlar, ilk 2 bölümü Türkiye sinemalarında 1 milyon 834 bin 960 kişi tarafından izlenen “Mumya” serisinin yönetmeni Stephen Sommers'in yönetmenliğinde beyazperdeye yansıdı.
“Monopoly” ve “Battleship” gibi oyunların da yakında sinema filmi haline getirilmesi hedefleniyor.
Roger Corman'ın kült klasiğinin yeni çevrimi “Death Race/Ölüm Yarışı”nı Paul W.S. Anderson yönetti. Film, 17 Ekimde vizyona girecek.

Jason Statham, Natalie Martinez, Joan Allen, Ian McShane ve Tyrese Gibson'ın rol aldığı filmde, çevresi kapalı bir arenada birbirleriyle vahşice yarışmak zorunda bırakılan hapishane mahkumlarının öyküsü anlatılıyor.

ROBIN HOOD'A YENİ YAKLAŞIM

Robin Hood efsanesine çok farklı bir yaklaşım getiren “Nottingham”, 6 Kasımda vizyona girecek.

Senaryosunu Ethan Reiff, Cyrus Voris ve Brian Helgeland'ın yazdığı, yönetmenliğini Ridley Scott'un üstlendiği filmin başrolünde Russell Crowe ile Sienna Miller rol aldı. Filmde, portresini Russell Crowe'un çizdiği ve cesur bir kanun adamı olan “Nottingham Şerifi”nin yozlaşmış krala karşı verdiği mücadele ile Nottingham Şerifi, Marion ve Robin Hood arasındaki aşk üçgeni anlatılıyor.

JIM CARREY GERİ DÖNÜYOR

Komedyen Jim Carrey, Walt Disney Pictures'ın yeni komedisi “A Christmas Carol” ile 27 Kasımda sinemaseverlerle buluşacak.

Charles Dickens'ın aynı adlı kitabından uyarlanan filmin yönetmenliğini ve senaryo yazarlığını Robert Zemeckis üstlendi.

Filmde, “Ebenezer Scrooge” adlı bir adam ile onun başına bela olan 3 hayaletin öyküsü anlatılacak.

Ünlü aktör Carrey'in, başroldeki Ebenezer Scrooge karakterinin yanı sıra hayaletleri de canlandırdığı filmde, Gary Oldman, Colin Firth, Bob Hoskins, Robin Wright Penn, Michael J. Fox, Cary Elwes, Fionulla Flanagan ve Christopher Lloyd rol aldı.


“A Christmas Carol”, aktörlerin oynadığı “live-action” sahnelerle bilgisayar ortamında hazırlanan grafiklerin beraber kullanıldığı bir film olma özelliği taşıyor.

TRANSPORTER”IN 3. BÖLÜMÜ GELİYOR

Önümüzdeki yıl vizyona girmesi planlanan “Transporter”ın üçüncü bölümünde Jason Statham yanı sıra Robert Knepper ile Francois Berleand rollerine geri döndü.

“The Red Siren”den tanınan Oliver Megaton'un yönettiği filmin senaryosunu Luc Besson ile Robert Kamen yazdı. İlk iki “Transporter” filminin toplam dünya sinema hasılatı 130 milyon doları buldu.

BU FİLMLER DE VAR

Oscar ödüllü sanatçılar Clint Eastwood ile Angelina Jolie'yi bir araya getiren ve Cannes Film Festivali'nde görücüye çıkan “Changeling” de 2009'da vizyona girecek.

Angelina Jolie, John Malkovich, Jeffrey Donovan ve Amy Ryan'ın rol aldığı filmin senaryosunu Michael Straczynski yazdı.Yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Clint Eastwood'un yaşanmış bir olaydan yola çıkarak beyazperdeye yansıttığı korku türündeki film, 1928 yılının Los Angeles'ında geçiyor.

Louise Rennison'un 1999'da yayımlanan “Angus, Thongs and Perfect Snogging” adlı romanından sinemaya uyarlanan “Okumayın Günlüğümü” de 2009'da izleyici ile buluşacak.

Gurinder Chadha'nın yönettiği, senaryosunu Paul Meyada Berges ile Gurinder Chadha'nın kaleme aldığı filmde Georgia Groome, Alan Davies, Eleanor Tomlinson ve Aaron Johnson rol aldı.
Film anne ve babası tarafından sürekli yanlış anlaşılan, aradığı desteği sevgili kedisi “Angus” ve “Ace Gang” adlı arkadaşlar grubunda bulan Georgia'nın yakışıklı erkek arkadaş bulma ve gelmiş geçmiş en görkemli 15. doğum günü partisini verme çabasını konu alıyor.

“ŞİRİNLER” GELİYOR

2009 yılında vizyona girmesi beklenen bir diğer yapım ise çocukluğunu 1980'li yıllarda geçirenlerin unutamadığı sevimli mavi yaratıklar “Şirinler” olacak.

Animasyonun film haklarını alan yapımcı Jordan Kerner, filmi, gişe rekortmeni animasyon “Shrek”in ikinci ve üçüncüsünün senaryolarını yazan David Stim ile David Weiss'e teslim etti.

“Şirinler”, 1958 yılında “Peyo” olarak da tanınan Belçikalı çizer Pierre Culliford tarafından yaratıldı. Televizyon ekranlarında 1981'de gösterilmeye başlanan ve 1990'a kadar küçük seyirciyle buluşan “Şirinler”in orijinal ismi “Schtroumpfs” idi.

“MADAGASCAR”

İlki 2005'te yapılan animasyon film “Madagascar”ın ikincisinin 2009 yılının ilk ayında vizyona girmesi bekleniyor.
“Madagascar: Escape 2 Afrika” isimli filmin kahramanları New York hayvanat bahçesi hayvanları aslan “Alex”, zürafa “Melman”, zebra “Marty” ve su aygırı “Gloria”nın maceraları, yeni filmde kaldıkları yerden devam edecek.

İlk filmdeki seslendirme ekibi Ben Stiller, Chris Rock, David Schimmer ve Jada Pinkett Smith de animasyonun kahramanlarını seslendirmeye devam edecek.

Yönetmenliğini Eric Darnell ve Tom McGrath'ın yapacağı filmin yapımcılığını yine Mireille Soria üstlendi.

Bu rol aslında Tom Cruise için yazılmıştı !

Acaba ünlü aktör Tom Cruise, günün birinde kendisi için yazılan bir rolü dünyanın en güzel kadını Angelina Jolie'ye kaptıracağını hiç düşünmüş müydü.

Hollywood'da bir ünlü yıldız için hazırlanan bir rolü bir başka ünlünün alması çok da seyrek görülmeyen bir durum. Ama bu kez, iş biraz daha değişik. Çünkü Tom Cruise'un oynamasına kesin gözüyle bakılan bir rol güzel yıldız Angelina Jolie'ye verildi.

Jolie, yönetmenliğini Philip Noyce'un üstlendiği bu yeni projede Rus ajanı olmakla suçlanan ve masumiyetini ispat etmek için mücadele eden bir CIA ajanını canlandıracak. Jolie'nin bu projeye Wanted filmindeki mükemmel performansı nedeniylye dahil edildiği konuşuluyor.


Kurosawa'nın başyapıtı restore ediliyor

Aralarında, Yedi Samuray, Yojimbo, Kagemusha, Ikuru, Ran, Dersu Uzala’nın da bulunduğu bir çok filmi imza atan Japon usta Akira Kurosawa'nın Rashomon adlı filmi yenileniyor.

1950 tarihli yapım, Kadokawa Kültür Tanıtım Vakfı ile Amerikan Sinema Sanatları ve Bilimleri Akademisi’nin (AMPAS) işbirliğiyle restore edilecek. Filmin yenilenmiş kopyası, Kurosawa'nın ölümünün 10'uncu yıldönümü nedeniyle Amerikan Sahne SAnatları ve Bilimler Akademisi'nin düzenlediği etkinlikler kapsamında gösterilecek.

1951’de Venedik Film Festivali’nde “Altın Aslan” ödülü alan “Rashomon”un restore edilmiş versiyonunun ilk gösterimi, 18 Eylül’de Samuel Goldwyn Theatre’da düzenlenecek Kurosawa retrospektifi kapsamında yapılacak.

Sinema tarihinin en önemli filmlerinden ‘Rashomon’un konusu şöyle; Eski Japonya’da bir kadın kocası öldürüldükten sonra tecavüze uğrar. Tanık olan dört kişi de olayı farklı şekillerde anlatır. Kimin doğruyu söylediği, kimin yalan söylediği bilinmemektedir. Gerçek ve yalan kavramlarının sorgulandığı filmde olayın kendisi giderek bir söylenti haline gelir.

Akira Kurosawa, sinema tarihine Rashomon'un yanısıra ‘Yedi Samuray’, ‘Yojimbo’, ‘Kagemusha’, ‘Ikuru’, ‘Ran’, ‘Dersu Uzala’ gibi birçok önemli film armağan etmişti.

Tilda Swinton filmleri İstanbul Modern'de

Sinema dünyasının en kendine özgü yıldızlarından biri olan Tilda Swinton'ın; pek çoğu Türkiye'de ilk kez gösterilen filmlerinden oluşan bir seçki İstanbul Modern'de seyirciyle buluşuyor. Tilda adını taşıyan bu özel gösterim 11 ile 28 Eylül tarihleri arasında gerçekleşecek.

Etkinlik kapsamında Tilda Swinton'ın başrolünü üstlendiği Orlando, Caravaggio, Dostluğun Ölümü, Kadın Sapkınlıkları ve Tekno- Şehvet adlı filmler gösterilecek.

İşte programda yer alan filmler:

Orlando
Yönetmen: Sally Potter
Konusu: 400 yıllık bir zaman dilimini, hiç yaşlanmadan iki farklı cinsiyette yaşayan İngiliz aristokrat Orlando'nun öyküsü. Virginia Woolf'un romanından uyarlanan fantastik, keskin mizah ve çarpıcı imgelerle yüklü bir macera.

11 Eylül Saat: 17:00
20 Eylül Saat: 12:00
21 Eylül Saat: 12:00

Dostluğun Ölümü (Friendship's Death)
Yönetmen: Peter Wollen
Konusu: Ortadoğu'daki savaşı araştırmaya giden gazeteci Sullivan ile dünyaya bir misyon için geldiğini iddia eden bir uzaylı arasındaki ilişki. Politik dinamiklerin arka planında android kimliği sorgulanıyor. Sıcak ve komik bir bilim kurgu öyküsü.

11 Eylül Saat: 19:00
18 Eylül Saat: 17:00
28 Eylül Saat: 15:00


Tekno- Şehvet (Teknolust)
Yönetmen: Lynn Hershman- Leeson
Konusu: Yapay zeka üzerine çalışan biyogenetik uzmanı Rosetta, DNA'sını bir bilgisayar programına yükler ve kendisinden üç kopya üretir. Öykü, kendisine benzeseler de saç, kostüm ve karakterleri birbirine zıt bu üç klon etrafında gelişiyor. 1980'lerden gelen bir üper parodi denemesi.

13 Eylül Saat: 12:00
21 Eylül Saat: 15:00
25 Eylül Saat:17:00
28 Eylül Saat: 17:00

Kadın Sapkınlıkları (Female Perrversions)
Yönetmen: Susan Streitfeld
Konu: Eve,şoven bir toplumda dikiş tutturmaya, hatta topluma köksöktürmeye çalışan bir avukattır. Ama tüm bu hırslı çabaları onu delirtir. Modern dünyada kadın vücudunda yaşamanın ikilemini resmeden kışkırtıcı bir kadın filmi.

14 Eylül Saat: 17:00
25 Eylül Saat: 19:00

Caravaggio
Yönetmen:Derek Jarman
Konu: Jarman ile ilham perisi Swinton'ın yıllarca sürecek dostluk ve ortaklığının ilk tohumu. Film, Michelangelo Caravaggio'nun yaşamını ve sanatını resimleri üzerinden inceliyor. Çizgisel olmayan anlatımı, kırmızı ve mavi renklerin doldurduğu stilize kareleriyle sıradışı bir biyografik film.

14 Eylül Saat: 15:00
18 Eylül Saat: 19:00
27 Eylül Saat: 12:00


İstanbul Modern
Meclis-i Mebusan Cad. Liman İşletmeleri
Sahası Antrepo No:4 Karaköy - İSTANBUL
Tel : 0 212 334 73 00

Tatil Kitabı'na bir ödül de Kanada'dan

Yönetmen Seyfi Teoman'ın ilk uzun metrajlı filmi “Tatil Kitabı”, Kanada'da Montreal Film Festivali'nde “Bronz Zenith Ödülü”ne layıkdeğer görüldü. Filmin yönetmeni Seyfi Teoman, Türkiye'ye özel bir bölüm ayrılan festivalde ayrıca Mehmet Güreli'nin “Gölge”, Özcan Alper'in “Sonbahar” ve Derviş Zaim'in “Nokta” filmlerinin de gösterildiğini ifade etti.

“Tatil Kitabı”nın ilk uzun metrajlı filmi olduğunu anımsatan Teoman, filmle bugüne kadar katıldığı 6 festivalden ödülle döndüğünü vurguladı.

“Ödül almak için film yapmazsınız. Ama yaptığınız filmin de her festivalden ödülle dönmesi çok güzel. Aldığım ödüller beni motive ediyor” diyen Seyfi Teoman, bugüne kadar yaptığı ve yapacağı filmler için Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan teşvik alamadığını belirtti.

6 KEZ REDDEDİLDİ

Yönetmen Teoman, “Bunun nedenini bilemiyorum. Tatil Kitabı, 6 kez reddedildi. Tatil Kitabı'ndan sonra çekeceğim filme de teşvik alamadım. Hangi kriterlere göre teşvik veriyorlar bilemiyorum. Bence kriterlerini yeniden gözden geçirmeleri gerekir” dedi.

Teoman, filmin senaryosu ile 2005 yılında Rotterdam Uluslararası Film Festivali Hubert Bals Fonu'ndan “Senaryo ve proje geliştirme desteği” kazandığını belirterek, yerel dokuyu olabildiğince korumaya çalıştığı filmin, Silifkeli bir ailenin, bir yaz boyunca başından geçenleri, daha çok ailenin küçük oğlu Ali'nin bakış açısını ön plana çıkararak anlattığını bildirdi.
Teoman, yerelliği koruduğu için ilgi çekmiş olabileceğini belirttiği filmin, 12 Eylülde Türkiye'de vizyona gireceğini sözlerine ekledi.

Seyfi Teoman ile Bulut Film'in ilk uzun metrajlı filmi “Tatil Kitabı”nın yurt dışı galası şubat ayında Berlin Film Festivali'nde, Türkiye galası ise nisan ayında 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gerçekleştirildi.
Film, İstanbul Film Festivali'nde Ulusal Yarışma bölümünde “Kültür ve Turizm Bakanlığı Yılın En İyi Türk Filmi” ve Uluslararası Film Eleştirmenleri Birliği tarafından verilen “FIPRESCI” ödüllerini aldı.

“Tatil Kitabı” İtalya'da 54. Taormina Film Festivali'nde de “Jüri Özel Ödülü”, Slovakya'da Art Film Festivali'nde ve Sırbistan'da Palic Avrupa Filmleri Festivali'nden ödüller kazandı.

Yapımcılığını Bulut Film adına Yamaç Okur ve Nadir Öperli'nin üstlendiği filmin baş rolünde, tiyatro ve sinema oyuncusu Taner Birsel ile “Rıza” filmiyle tanınan Rıza Akın'ın yanı sıra eski Adana Seyhan Şehir Tiyatrosu oyuncularından Ayten Tökün, Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuvarı'ndan yeni mezun olan Harun Özüağ, Silifkeli toprak sahibi Osman İnan ve Silifke Göksü İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrencisi Tayfun Günay'ın da aralarında bulunduğu amatör ve yarı amatör oyuncular rol aldı.

Silifkeli bir ailenin bir yaz boyunca başından geçenleri, daha çok ailenin küçük oğlu Ali'nin bakış açısını ön plana çıkararak anlatan filmin olay örgüsü kısaca şöyle: “İstanbul'da askeri lisede okuyan büyük oğlu Veysel'in askeri okulu yarıda bırakarak üniversite sınavına girme isteğine şiddetle karşı çıkan Mustafa, çekingen ve içine kapalı bir çocuk olan Ali'yi de yaz tatilinde çalışıp kendisi gibi ticaret öğrenmeye zorlar. Kendisini aldattığından şüphelenen eşi Güler ve geçmişte şehirde şansını denemiş, ama tutunamayıp Silifke'ye dönerek baba mesleğini sürdürmek zorunda kalmış kardeşi Hasan'la Mustafa arasında da sürekli bir gerilim vardır. Tüm bu gerginlikler, limon tüccarı olan Mustafa'nın, iş için gittiği Ürgüp'ten dönüşte beyin kanaması geçirip komaya girmesiyle geri plana itilir. Başta, aileyi bir arada tutmak için Mustafa'nın yerini almak zorunda kalan Hasan olmak üzere, filmdeki karakterler belirgin bir şekilde değişir.”

Devrim Arabaları geliyor

Hititler, Gelibolu gibi filmleriyle tanınan Tolga Örnek'in Devrim Arabaları adlı filmi 24 Ekim'de gösterime giriyor. Örnek'in "Azmin ve birbirine inanan insanların neler yapabileceğini gösteren, bu topraklarda yaşanmış bir başarı öyküsü olarak tanımladığı film, 1961'de dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel'in emriyle ilk yerli otomobili üretmeye çalışan bir grup insanın öyküsünü anlatıyor.

Senaryosunu da Örnek'in yazdığı filmde Taner Birsel, Ali Düşenkalkar, Halit Ergenç, Altan Gördüm, Vahide Gördüm ve Uğur Polat'ın da aralarında bulunduğu kalabalık bir kadro rol alıyor.

FİLMİN KONUSU

6 Haziran 1961. Devlet Başkanı Cemal Gürsel tümüyle yerli üretim bir otomobil yapılmasını emreder ve görevin TCDD işletmesine verildiği bildirilir. O gün orada bulunan 23 mühendis bu emri "Türk insanının makûs talihine karşı bir meydan okuma" olarak algılarlar. En küçük bir tereddüt ya da endişe sergilenmeksizin derhal işe başlanır. Çalışma mekanı olarak Devlet Demiryolları'nın Eskişehir'deki Cer Atölyesi seçilir.

İki efsane aktör aynı filmde

Hollywood'un iki ünlü aktörü Robert De Niro ve Al Pacino'yu bir araya getiren “Dürüst Katil - Righteous Kill”, 12 Eylülde ABD ile aynı anda Türkiye'de de vizyona girecek. Yönetmenliğini “Kızarmış Yeşil Domatesler”, “88. Dakika” ve “Kızıl Köşe” filmlerinden tanınan Jon Avnet yaptığı filmin senaryosunu Russell Gewirtz kaleme aldı.

ABD ile aynı anda Türkiye'de de 12 Eylülde vizyona girecek film, Hollywood'un iki ünlü aktörü Robert De Niro ve Al Pacino'yu yıllar sonra bir araya getirdi.

Filmde, New York şehir polisine bağlı iki emektar dedektifin (Robert De Niro ve Al Pacino) yasa dışı yoldan huzuru sağlamaya çalışan bir seri katilin izini sürmesini konu alıyor.

ABD, film çekecek Türk gençleri arıyor

New York Devlet Üniversitesinden Yrd. Doç. Dr. Nefrin Dinç, “Uluslararası Gençlik Film Yapım Atölyesi” projesi kapsamında 6 ilden belirleyecekleri 72 öğrenciyle film çekeceklerini söyledi.

Yrd. Doç. Dr. Dinç, Antakya Gazeteciler Cemiyetinde düzenlediği basın toplantısında, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Atlantik Film Şirketi ile ortaklaşa hazırladıkları proje hakkında bilgi verdi.

Proje için Konya, Hatay, Edirne, Sivas, Mardin ve Artvin'den lise ve üniversitenin son sınıfında öğrenim gören, yetenekli olan ancak dar gelirli aile çocuklarını seçeceklerini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Dinç, şöyle devam etti:
“Proje kapsamında 6 ilden 72 öğrenciyle film çekeceğiz. Filmde, demokrasi, insan ve kadın hakları ile kültürel çeşitlilik konularında senaryo yazımı, ışık, ses ve teknik konularda bilgi vereceğiz. Amacımız hem yetenekli olan öğrencilere destek olmak hem de ABD ile Türk öğrencileri birbirine daha iyi tanıtmak.”

Yrd. Doç. Dr. Dinç, projeye katılmak isteyenlerin 15 Ağustostan itibaren aktif hale gelecek www.filmturkey.org adresinden başvuru formlarına ulaşabileceklerini kaydetti. Öğrencilerin çektiği filmlerin değerlendirilerek New York, Boston ile Diyarbakır ve İstanbul'da düzenlenecek film festivallerinde gösterileceğini belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Dinç, proje kapsamında ayrıca her ilden seçilecek toplam 18 öğrencinin Amerikalı ailelerin yanında konaklayacaklarını ve New York Devlet Üniversitesi İletişim Fakültesinde derslere katılabileceklerini ve eğitim alacaklarını söyledi.

Toplantıya, New York Devlet Üniversitesinden Proje Yöneticisi Ted Schwalbe ile Atlantik Film Şirketinden Yapım Sorumlusu Tankut Mekik de katıldı.

Pandora'nın Kutusu'na Altın İstiridye

İspanya'nın kuzeydoğusundaki Bask bölgesindeki San Sebastian kentinde düzenlenen 56. uluslararası film festivalinde "Altın İstiridye" ödülünü Türk yönetmen Yeşim Ustaoğlu'nun "Pandora'nın kutusu" adlı filmi kazandı.

56. San Sebastian Film Festivali'nde Amerikalı yönetmen Jonathan Demme'nin başkanlığını yaptığı jüri, resmi yarışma bölümündeki sonuçları açıkladı. En büyük ödül olan "Altın İstiridye", "Pandora'nın kutusu"na verilirken, filmin başrol oyuncularından Fransız aktrist Tsilla Chelton, Melissa Leo (Frozen River) ile en iyi kadın oyuncu ödülünü paylaştı.

Ustaoğlu'nun 4. uzun metrajlı filmi olan, Türkiye, Fransa, Almanya ve Belçika ortak yapımı "Pandora'nın Kutusu", kayıp olduğunu öğrendikleri annelerini aramaya başlayan 3 kardeşin geçmişteki problemlerinin yeniden belirmesi ve Pandora'nın kutusu gibi sırların ortaya çıkmasıyla yaşanan dramı anlatıyor.

BÜYÜK ÖDÜLÜ BEKLEMİYORDUM

Festivalde resmi yarışma bölümünün juri üyelerinden Japon yönetmen Masato Harada'nın elinden ödülünü alan Yeşim Ustaoğlu, festivale ve juri üyelerine teşekkür etti.

Bu arada İspanyol basınına açıklama yapan Ustaoğlu, “Yarışmada çok kaliteli filmler vardı ve rekabet çok sert oldu. Bir ödül kazanacağımı umuyordum ama en büyük ödülü beklemiyordum” dedi.

Ustaoğlu, festivalde en iyi kadın oyuncu ödülünü alan “Pandora'nın Kutusu”nun başrol oyuncularından Fransız aktrist Tsilla Chelton ile ilgili “Rol, Tsilla'ya ulaşana kadar çok uzun bir süreç oldu. İlk başta yaşça ileri olan, Türkçe bilmemesine rağmen Türkçe konuştuğu sahneleri olan yabancı bir oyuncuyla çalışmak beni endişelendiriyordu ama Brüksel'deki ilk görüşmemizde aramızda hemen karşılıklı bir elektirklenme oldu” diye konuştu.

Ustaoğlu ayrıca, San Sebastian'da ödül aldığını duyunca “doğal bir sevinç hissettiğini” kaydedip, “Türkler ve İspanyollar biz Akdenizliyiz ve hislerimiz de çok benzer” değerlendirmesinde bulundu.

Klasik müzik dinleme rehberi

SANATIN her türünde en çok karşılaştığım iki soru nedir bilir misiniz?

Neyi okumalıyım, neyi dinlemeliyim?


Gerçekten de müzik konusunda önemli bir sorudur bu. Hem müzik tarihine geçen bir besteciyi öğreneceksiniz, seçeceksiniz hem de o eseri en iyi icradan dinleyeceksiniz.

Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Klasik Müzik(*) rehberi, büyük ölçüde bu sorunun yanıtını veriyor.

Rehber, dünyanın önde gelen eleştirmenlerinin yorumlarından oluşuyor.

Önsöz’ü ünlü çellist Seteven Isserlis yazmış. Müziğin ortaya çıkışını yalın, hoş bir yorumla bize aktarıyor:

"Müziğin nasıl ortaya çıktığını merak ediyorum. Belki de şöyle olmuştur: Bir gün oldukça duygusal bir mağara adamı, komşusunu ’ugh’ diye selamlarken, başının üzerinde ötüşen kuşlar ilgisini çekmiştir."

Sanatçı şu sorulardan da söz ediyor:

"Neden bu parça?"

"Neden bu performans?"

Her zaman sorulacak, tartışılacak bir soru.

* * *

REHBER, kronolojik biçimde hazırlanmış:

Bölümler şöyle: 1700 öncesi, 1700-1760, 1761-1800, 1801-1850, 1851-1900, 1901-1950, 1951-2000 sonrası.

Kitap, Terimler Sözlüğü ve Besteci dizini ile tamamlanıyor. İçinde fotoğraflar ve CD kapakları da yer alıyor.

Sayfada; bestecinin adı, dinlenmesi tavsiye edilen parça ve icrası yazılı.

Okur/dinleyiciye seçenek sunulması kitabın önemli bir yanı.

Bence seçiciye de oy hakkı tanıyan bölüm; Önerilen Diğer Kayıtlar başlığını taşıyor.

Daha önce de bu diziden Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film, Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Resim, Ölmeden Önce Okumanız Gereken 1001 Kitap yayımlanmıştı.

* * *

HER müzik severin, her dinleyicinin kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir rehber.



(*) Ölmeden Önce Dinlemeniz Gereken 1001 Klasik Müzik, Dünyanın Önde Gelen Eleştirmenlerinin Yorumlarıyla, Genel Editör: Matthew Rye, Editör: Hilál Doğanay, Caretta Yayıncılık.

Doğan HIZLAN

Üç Maymun Oscar yarışında

Üç Maymun Oscar yarışında
61. Cannes Film Festivali'nde Nuri Bilge Ceylan'a “En İyi Yönetmen” ödülünü kazandıran “Üç Maymun”, “81. Akademi Ödülleri”nde Türkiye'yi temsil edecek.

Zeyno Filmden yapılan açıklamaya göre, yönetmen Nuri Bilge Ceylan'ın son filmi “Üç Maymun”, Los Angeles'da Şubat 2009'da “81. Akademi Ödülleri”nde Türkiye'ye “Yabancı Film Oscarı”nı getirmek için yarışacak.

Ceylan'ın filmi, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile aralarında Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (SESAM), Film Yapımcıları Derneği (FİYAP), Sinema Yazarları Derneği (SİYAD), Çağdaş Sinema Oyuncuları Derneği (ÇASOD) ve Sinema Oyuncuları Derneği'nin (SODER) de bulunduğu sinema alanındaki sivil toplum kuruluşu temsilcilerinden oluşan Oscar Türkiye Komitesi tarafından, Türkiye'yi temsil etmesi için oy birliğiyle seçildi.

Ana yapımcılığını Türkiye'den Zeyno Film - Zeynep Özbatur, Fransa'dan Pyramide Productions, İtalya'dan Bim Distribuzione'in gerçekleştirdiği filmin başrollerinde Yavuz Bingöl, Hatice Aslan, Ahmet Rıfat Sungar ve Ercan Kesal yer alıyor.

Filmin senaryosunu Ebru Ceylan, Ercan Kesal ve Nuri Bilge Ceylan yazmıştı.

Rüya gerçek oluyor


Rüya gerçek oluyor
Sonunda beklenen oldu. Ünlü müzik grubu R.E.M, 4 Ekim'de Kuruçeşme Arena'da.

Türkiye'de yaşayan müzikseverlerin yıllardır gördüğü bir rüya sonunda gerçek oluyor. Yaklaşık 30 yıllık bir geçmişi olan ünlü R.E.M grubu Türkiye'ye geliyor. Ama hayranları onları 'canlı canlı' dinleyebilmek için ekim ayına kadar beklemek zorunda. Çünkü konser 4 Ekim'de Kuruçeşme Arena'da.

Pozitif organizasyonuyla gerçekleşecek konser, gün boyu sürecek bir festivalin finali olarak tasarlanıyor. Pek çok sürpriz grubun ve şarkıcının sahneye çıkacağı gecenin finalini R.E.M yapacak.

Neredeyse otuz yıllık grup, 80’ler boyu sürdürdüğü müzik yaşamının zirvesine 90’larda ulaşmış, 1991’de ‘Loosing My Religion’la büyük ün kazanıp listelerin tepesine oturmuştu. Sonraki yıllarda ‘Everybody Hurts’, ‘Man On The Moon’ gibi hit şarkılar yapan, yeni albümleriyle de listelere giren grup her zaman gündemde kalmayı başardı.