Platon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Platon etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

6 Ekim 2013 Pazar

FARABİ VE PLATON FELSEFESİ


Gülsen Çelik tarafından yazıldı


Asıl adı Muhammed bin Tahran bin Uzlug olan Farabi, (MS 870-950) Türkistan’ın Farab Otrar şehrinde doğduğu için Farablı (Farabi) olarak anılır. Batı kaynaklarında Alpharabius (Alfarabi) olarak bilinir. Babasının Türk asıllı bir İranlı kale komutanı olduğu söylenilen Farabi, ilköğrenimini Farab’da, medrese eğitimini Rey ve Bağdat’ta tamamlar. Harran’da felsefe çalışmaları yaptığı sırada Hıristiyan olan Yuhanna bin Haylan’la tanışır. Onun öğrencisi olarak Aristoteles’in yapıtlarını incelediğinde peripatetiklerin (gezimciler) ilkelerini öğrenir. Aristoteles tutkusudur ve Arap çağdaşları ile takipçileri Aristoteles’ten sonra onu ikinci hoca olarak adlandırırlar. Halep’te Hemedani hükümdarı Sayf ad-Dawla’nın (Seyfüddevle) sarayında topladığı parlak isimlerden biri olarak onun konuğu olur (2).


Farabi’nin Türkistan’da önceleri kadılık yaptığı daha sonra tamamen felsefeye yönlendiği belirtilir. Arapça, Farsça, Süryanice ve Yunancayı anadili kadar bilmekteydi. Efsane, onu dünyadaki tüm dilleri konuşabilme yeteneğiyle şereflendirir. Tıp alanında çalışmaları bulunan Farabi, çeşitli ilaçları içeren bir eser de yazmıştır. Yazdığı kitaplar yüzden fazladır. Platon, Aristoteles, Plotinus ve Zenon’u yorumlamış, bunların görüşlerine kendisininkileri katmıştır (2,3).


Hava titreşimlerinden gelen ses olayının ilk mantıklı izahını yaparak müzik aletlerinin yapımında gerekli kuralları bulmuştur. Kendisi bir hekim ve bir müzisyen olarak da ifade edilmektedir. İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd, kendisinin manevi öğrencileri olarak nitelendirilmiştir, ancak Farabi onlar kadar ün kazanmamıştır (3).