Rehberlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rehberlik etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

8 Ocak 2013 Salı

Zaman yönetimi nedir ve neden gereklidir?

 Zaman yönetimi nedir ve neden gereklidir?

Geri getirilmesi olanaksız olan tek şey zamandır. Bazı insanlar zamanı planlı kullanırken, bazıları cömertçe harcar. Sınavlarda başarılı olan adaylarla başarılı olamayan adaylar arasındaki en temel fark, zaman kullanımıdır.
Zaman; öncelikler doğrultusunda kullanılırsa kontrol altına alınabilir. Önceliklerin belirlenmesi, zamanı planlamada ilk adımdır. Yaşam, yapmak istenen ve yapmak zorunda olunan eylemlerden oluşur. Çoğu zaman bu ikisi arasında seçim yapmak zordur. Öğrenciler de eğlence ile  olmanın gerekleri arasında çelişki yaşarlar.
Böyle durumlarda öğrenci kendine şu soruları sormalıdır: “Benim için bu etkinlikler içinde önemlisi hangisidir? Hangi etkinliklerden vazgeçebilirim? En az önemli olan etkinlikler nelerdir?” Bu sorulara cevap verilerek, öncelik sıralaması yapılabilir.

20 Nisan 2009 Pazartesi

ÖSYM Başkanı iki aşamalı ÖSS'yi anlattı

ÖSYM Başkanı iki aşamalı ÖSS'yi anlattı


Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) Başkanı Prof. Dr. Ünal Yarımağan, 2010 yılından itibaren uygulamaya konulacak iki aşamalı üniversiteye giriş sınavının birinci basamağının mevcut sistemdeki ilk dört testin soru sayısının biraz daha artmış, ikinci basamağının da eskiden uygulanan iki basamaklı sistemin gelişmiş hali olduğunu belirtti.
Yarımağan, YÖK’ün kararıyla gelecek yıldan itibaren uygulanmaya başlayacak yeni sisteminin ana hatlarını AA muhabirine anlattı.
Yeni sistemin iki aşamadan oluştuğunu, ikinci aşamada yabancı dil dahil toplam beş ayrı sınav uygulanacağını ifade eden Yarımağan, birinci aşamanın Nisan başlarında, ikinci aşamanın da Haziran sonlarında iki hafta sonu cumartesi-pazar günleri gerçekleştirilmesinin planlandığını bildirdi. Yarımağan, "Yeni sistem, eskiden uygulanan iki basamaklı sınava dönüş değil ama eskinin tam gelişmiş hali denilebilir" dedi.
Üniversiteye girişte 1999’da geçilen sistemin olumsuz etkileri olduğunu belirten Yarımağan, ÖSS’de ortak derslerin okutulduğu 9. sınıftan sonra soru yöneltilmediği için öğrencilerin bu sınıftan sonraki sınıfların derslerine ilgi göstermediğini belirtti. Dolayısıyla öğrencilerin üniversiteye "yetersiz"
geldiklerini kaydeden Yarımağan, şöyle konuştu:
"Mesela Matematik’ten, Fizik’ten, Kimya’dan 9. sınıf sonrasından hiç soru sormuyorduk. Sormadığımız için de öğrenci o konuları sınıfını geçecek kadar çalışıyordu, çok fazla kendini vermiyordu. Hatta şöyle olumsuz durumlarla ilgili bize bilgi geliyordu: Bazı öğretmenler öğrenciye destek olmak için 11. sınıf
programındaki dersi anlatmıyor, (nasıl olsa bu konu üniversite sınavında sorulmuyor) diye 9. sınıf ve ilköğretimdeki konuları tekrar ediyor. Amaç, daha çok sayıda öğrenci üniversite sınavını kazansın, hem öğrenci avantajlı çıksın hem de okul daha çok öğrenciyi üniversiteye soktuğu için avantajlı çıksın. Bu, çok olumsuz bir durumdu.
Bu nedenle 2006’da biz bu olumsuz durumu kısmen düzeltmek için sistemi değiştirerek, mümkün olduğunca lise müfredatını kapsayan sorular sormaya başladık. Tabii bunu yaparken seçmeli derslerden değil, zorunlu derslerden
sorular soruyoruz. Yalnız bu değişikliği yaparken 1999 öncesine, yani iki basamaklı sınava olduğu gibi dönmedik. Tek oturumda bunu gerçekleştiren bir model oluşturduk. Tek oturumda, yani şu anda uygulanan sistemde hem ortak müfredata dayalı sorular hem de lisenin son yıllarında okutulan zorunlu alan derslerine dayalı sorular soruyoruz. Bu değişiklik, sistemin getirdiği eski olumsuzlukların bir kısmını düzeltti. Öğrenci artık 9 ve 10. sınıftaki Matematik, Fizik, Kimya, Sosyoloji, Psikoloji gibi derslere önem veriyor."
Yarımağan, mevcut sistemin de bazı olumsuzlukları bulunduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tek oturumda, 195 dakika süre vererek, bu süre içinde öğrenciden çok şey istiyoruz. Bu süre içinde 10-15 dersteki bilgisini bize aktarmasını bekliyoruz. Bu, ölçme açısından çok sağlıklı bir ortam değil. Öğrenci örneğin 15 dakika Coğrafya, 20 dakika Tarih, 10 dakika Sosyoloji, 10 dakika Kimya sorusu cevaplayacak. Birbiriyle çok da ilişkili olmayan sorulara cevap verecek. Üstelik bazı derslerden öğrencinin bilgisini tam ölçmek de mümkün olmuyor. Mesela Sosyoloji’den 3, Coğrafya’dan 8-10 soru soruyoruz. 3-5 ya da 8-10 soruyla
öğrencinin belirli derslerdeki bilgilerini ölçmek çok da sağlıklı olmuyor.
Mevcut sistemin olumsuzlukları, kısa sürede birbiriyle çok da ilgili olmayan derslerden ölçme yapılması, ders düzeyindeki soru sayıları çok az olduğu için ders düzeyinde ölçümlerin çok sağlıklı olmaması, puanlar hesaplanırken ders düzeyinde değil ders grubu düzeyinde hesaplama yapılması... Mesela biz şu anda
Fen puanı hesaplıyoruz. Fen puanının içinde Fizik, Kimya, Biyoloji ayrımı yapmıyoruz. Oysa yerleştirme sırasında üniversitelerdeki bazı programlar için belki Fizik, Kimya, Biyoloji, Tarih, Coğrafya’yı ayrı ayrı ölçmekte yarar var.
Ayrıca mevcut sistemde tüm sorular çoktan seçmeli. Tüm soruların çoktan seçmeli olmasının eğitim üzerinde olumsuz etkisi var. Öğrencinin belli yetenekleri gelişmiyor. Bütün bunları dikkate alarak yeni bir model geliştirdik."
"ÖLÇME-DEĞERLENDİRME AÇISINDAN DAHA SAĞLIKLI BİR SİSTEM"

Yarımağan, yeni sistemde "soru türlerinin değiştirilmediğini, tüm soruların yine çoktan seçmeli test şeklinde olmaya devam edeceğini ancak ders düzeyinde ve o dersten daha çok soru yöneltilerek bir ölçme yapılacağını"
vurguladı.
Yarımağan, "Öğrenciler bir sınavda birbiriyle ilgisiz konulardan değil, birbiriyle ilgili birkaç dersten sorulara cevap verecek. Ölçmeyi eşit sürelerde yaparak, ders puanlarının karşılaştırılabilir puanlar olmasını sağlayacağız. Yani, ölçme değerlendirme açısından daha sağlıklı bir sistem oluşturuyoruz.
İleriye dönük olarak da çoktan seçmeli test soruları dışındaki soru türlerinin sorulabileceği bir ortam yaratmaya, bunun altyapısını oluşturmaya çalışıyoruz" diye konuştu.
2010’da uygulanacak iki aşamalı sınavın ilk aşamasının "mevcut sistemdeki ilk dört testin soru sayılarının biraz artmış hali" olduğunu belirten Yarımağan, soru sayısının ne kadar artacağına ilişkin kararın henüz verilmediğini
ifade etti. Yarımağan, "Şu anda uygulanan ÖSS’de ilk testlerde 30’ardan toplam 120 soru soruyoruz. 120 sorunun üstüne ikinci testler soruluyor ve öğrenci toplam 180 soru yanıtlıyor, 195 dakika da süre veriliyor. Yeni sistemde soru sayısı 160-180 dolaylarına çıkabilir. Verilen süre artmayacak, muhtemelen 3 saat olacak" dedi.
Yarımağan, birinci aşamanın sonunda adaylar için sözel, sayısal ve eşit ağırlıklı olmak üzere üç puan türü hesaplanacağını ancak bu puanların aralıklarının ne olacağının henüz belirlenmediğini bildirdi. Birinci aşamadaki puanlarla meslek yüksekokulları ve açıköğretime girilebileceğini ifade eden Yarımağan, ayrıca bazı lisans programlarına da bu puanlarla girilebilmesine yönelik düşünceleri olduğunu söyledi.
İKİNCİ AŞAMA NASIL YAPILACAK?
Birinci aşamada başarılı adayların ikinci aşamaya başvurma hakkı kazanacağını kaydeden Yarımağan, ikinci aşamada dört ana alanda sınav yapılacağını, yabancı dil sınavının da ayrıca gerçekleştirileceğini ifade etti.
Yarımağan, ikinci aşamadaki dört sınavın nasıl yapılacağını şöyle anlattı:

"Aslında bu sınavlar, bugünkü mevcut sistemde iki numaralı testlere karşılık geliyor. Matematik-Geometri, Fen Bilimleri (Fizik-Kimya-Biyoloji), Edebiyat-Coğrafya ve Sosyal Bilimler (Tarih-Coğrafya ve Felsefe grubu) sınavları var. Aday, bu dört sınavdan hangilerine gireceğini bize başvurarak, bildirecek.
Normal koşullarda adaylar bu sınavlardan ikisine girecekler. Ortaöğretimde bitirdikleri alana ve gitmek istedikleri bölüme bağlı olarak, bu sınavlardan ikisine girmeleri yeterli olacak. Örneğin Fen-Mühendislik alanındaki programlara gitmek isteyen adaylar, örneğin Matematik ve Fizik-Kimya-Biyoloji sınavına girecek. Buna karşılık İktisat-İşletme grubundaki programlara gitmek isteyenler ikinci aşamada Matematik-Geometri sınavıyla Edebiyat-Coğrafya sınavına girecek. Sosyal Bilimler alanındaki programlara gitmek isteyen adaylar ikinci
aşamada Edebiyat-Coğrafya sınavı ile Sosyal Bilimler sınavına girecek. Yani adayların çok büyük çoğunluğu iki sınava katılacak. Yabancı dil puanıyla öğrenci alan programlara gitmek isteyen adaylar ise sadece yabancı dil sınavına girecek.
Yabancı dil sınavına gireceklerin diğer dört sınavın hiçbirine girmelerine gerek yok. Ama aday birden çok gruptaki programlara gitmek, mesela hem Fen-Mühendislik programlarından hem de İşletme-İktisattan tercih yapmak istiyorsa o zaman dört sınavın üçüne girecek. Bir aday isterse bu beş sınavın beşine de girebilir. Ama bu çok istisnai bir durum olur. Bence adayların yüzde 99’u iki sınava, küçük bir kısmı üç sınava girecek. Dört ve beş sınava giren sayısı istisna olur."
ÖLÇME NASIL YAPILACAK?
Yarımağan, yeni sistemde "ölçme-değerlendirmenin" bugünkü sistemden farklı yapılacağını bildirdi. Öğrencinin başarısının "ders düzeyinde" ölçüleceğini ifade eden Yarımağan, yeni sistemin en önemli özelliklerinden
birinin bu olduğunu bildirerek, şunları kaydetti:
"İkinci aşamadaki sınavlarda mesela bir Fen puanı, Sayısal, Sözel ya da Eşit Ağırlıklı puan olmayacak. Aday hangi sınava girmişse o sınavdaki tüm derslerin puanı hesaplanacak. Mesela bir Fizik, bir Kimya, bir Biyoloji puanı olacak.
Düşündüğümüz başka bir şey, soru kitapçıklarını da derslere göre ayırmak ve süreleri buna göre sınırlamak. Yani öğrenciye ’Al sana 180 dakika, Fizik, Kimya, Biyoloji sorularını bu sürede cevapla’ demeyeceğiz. Sınavda adaylara Fizik sorularını vereceğiz belli bir süre sonra alıp, Kimya sorularını, ardından diğer dersin sorularını vereceğiz. Bu durumda bütün adaylar mesela Fizik sorularını aynı sürede cevaplayacak. Dolayısıyla Fizik notları, eşit sürelerde cevaplanacağı için birbiriyle karşılaştırılabilir notlar olacak. Şimdi mevcut sistemde öğrencinin Fizik notlarını hatta Fen puanlarını birbiriyle karşılaştırdığımızda, bazı şüpheler var. Çünkü mevcut sistemde Fen sorularını cevaplamak için bir aday yarım saat harcıyor, diğer bir aday bir saat harcıyor. Yarım saat ve bir saat gibi farklı sürelerde cevaplanan soruların sonuçlarını birbiriyle karşılaştırdığınızda bu eşitsizlik oluşturuyor. Yeni sistemde ölçmenin daha sağlıklı olmasını sağlayacağız. Zaten gerek lisede, gerekse üniversitedeki tüm sınavlarda bu şekilde yapılıyor. Öğrenci hiçbir zaman lisede Fizik ve Kimya sınavına birlikte girmiyor. Üniversitede de böyle."
HESAPLAMA
Adayların yerleştirme puanları hesaplanırken hem ilk aşamadaki sınavda hem de ikinci aşamada katıldığı sınavlardaki başarıların dikkate alınacağını vurgulayan Yarımağan, birinci aşamadaki sınavın etkisinin ne kadar olacağının henüz belirlenmediğini bildirdi. Yarımağan, hesaplamada izlenecek yolu şöyle aktardı:

"Örneğin Fen-Mühendislik programlarına girerken kullanılacak olan puanlar için birinci aşama artı ikinci aşamadaki Matematik-Geometri ve Fizik-Kimya-Biyoloji sınavı... Dolayısıyla aday toplam üç sınava girmiş olacak.
Bu üç sınavın sonuçları hesaplama yapılırken birbirine yakın oranlarda kullanılacak. Üç sınavın içinde tabii alt testler var. Mesela birinci sınavda Türkçe, Fen testleri vardı, ikincisinde Matematik, Geometri, Fizik, Kimya, Biyoloji. Bunların hepsini kullanarak çok sayıda puanlar oluşturacağız. Örneğin sayısal grup için bir tek puan olmayacak. Bugünkü sistemde sayısal için tek bir puan var ve bu puan hem tıp fakültesi hem hemşirelik hem eczacılık hem fizik mühendisliği hem bilgisayar mühendisliği hem astronomi hem makina mühendisliği,
hem ziraat mühendisliği gibi birbiriyle benzer olmayan programların hepsi için
kullanılıyor.
Yeni sistemde farklı puan türleri oluşturarak her puan türü için o puan türünün gerektirdiği bilgilerden oluşturulmuş bir sistem geliştireceğiz. Mesela tıp fakültesi için eğer Kimya ve Biyoloji bilgisi daha önemliyse tıp fakülteleri için bu derslerin ağırlığını biraz arttıracağız, tıp fakülteleri öğrenci alırken bu derslerin ağırlıklı olarak hesaplandığı puan türünü kullanacak. Makina mühendisliğine girerken Matematik ve Fizik’in ağırlığının daha çok hesaplandığı puan türleri kullanılacak. Bir tane sayısal puan yerine belki adı sayısal da
olmayan örneğin 5-6 veya 8-10 tane çeşitlendirilmiş puan türü olacak. Yani ana puan türleri kendi içlerinde çeşitlendirilecek."
Yarımağan, üniversitelerdeki hangi programların, hangi derslerin ağırlıklı olduğu puan türlerini kullanacaklarının fakültelerin de görüşü alınarak belirleneceğini ifade etti.

23 Aralık 2008 Salı

ÖRNEK DERS ÇALIŞMA PROGRAMI

ÖRNEK DERS ÇALIŞMA PROGRAMI

Adı - Soyadı : Sınıfı :

Saatler

Pazartesi

Salı

Çarşamba

Perşembe

Cuma

Cumartesi

Pazar

07.30 08.00

Günaydın Okula gitmeden önce kahvaltı yapmayı unutma

07.30 - 08.00 Günaydın kahvaltı zamanı

08.30 12.15

Okul

08.30- 12.30 Dershane

12.20 13.15

13:15-14:50

Yol + Yemek + Dinlenme

Öğleden Sonra OKUL

12.20- 13.15 Yol + Yemek + Dinlenme

Okul

15.30 17.30

Okul derslerinin tekrarı + ödevlerin yapılması için gereken zaman

(15:30-17:30) Ders. Mat. Konu tekrarı + test çözümü

(15:30-17:30) Dershane fen bil. dersi tekrarı* test çözümü

17.00 18.00

Aksam yemeği zamanı

(16:00-16:30) Mola zamanı!!! Biraz meyve yemeye ne dersin ;)

18.00 19.00

Dershane mat dersi tekrarı test cüzümü

Dershane sosyal bil. dersi tekrarı test çözümü

Dershane fen bil. dersi tek ram test çözümü

Dershane Türkçe dersi tekrarı test çözümü

Dershane derslerinin genel tekrar test çözümü

(16:30-17:06) Dershane Türkçe dersi tekrarı* test çözümü

(16:30-17:00) Dershane sosyal bil. dersi tekrarı + test çözümü

19.00 19.30

Mola zamanı!!! Meyve yemeye yada biraz müzik dinlemeye ne dersin?

(16:00-16:30) Mola zamanı!!! Akşam yemeği yemeye ne dersin!

19.30 20.30

Dershane Türkçe dersi tekrarı test çözümü

Dershane fen bil. dersi tekrarı test çözümü

Dershane sosyal bil. dersi tekrarı test çözümü

Dershane mat. dersi tekrarı* test çözümü

Serbest zaman aralığı Bilgisayarla oynayabilir yada TV. de izlemek istediğin herhangi bir şeyi izleyebilirsin

(18:30-20:00) Okul derslerinin haftalık tekrarı yapılmayan ödevlerin yapılması ve bir sonraki harta için notları gözden geçirme

20.30 21.00

Kendince önemli olarak belirlediğin bir konuda araştırma yapmaya ne dersin? Tabi sonra araştırmalarını bizimle de paylaşman şartıyla

(20:00-21:30) Serbest zaman Bilgisayarla oynayabilir yada tv. İzleyebilirsin.

21.00 21.30

Uyumadan önce yarım saat kitap okumayı unutmadın değil mi ?;)

(21:30-22:00) Uyumadan önce yarım saat kitap okumayı unutmadın değil mi ? ;)

21.00 21.30

Dişlerini fırçaladıktan sonra ailene iyi geceler deme zamanı

(21:30-22:00) Uyumadan önce yarım saat kitap okumayı unutmadın değil mi ?

22.00

İyi geceler ....

(22:30-.......... )
İyi geceler ...

Not:

Hafta içi günlerine TV, izlemek ve bilgisayarla oynamak kısmını çok fazla yerleştirmiyorum. Bu tür eğlenceleri daha çok zamanımız olduğu için hafta sonundaki serbest zamanlarında yapmanı öneriyorum.

hangi bölüm hangi puan ile alıyor?

İNDİR

hangi bölüm hangi puan ile alıyor.rar

4 Ekim 2008 Cumartesi

büyük potansiyele sahip geleceğin meslekleri

Milyonlarca gencin kaderini belirleyecek üniversite sınavı için geri sayım başladı. Gençler, Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, İstanbul, Ankara gibi üniversitelerin mühendislik, işletme, hukuk ve tıp gibi bölümleri için ”hayatlarının sınavını” verecek. Binlerce genç arasından sıyrılmayı başaranların yanı sıra aynı bölümler için bekleyip gelecek yıllarda denemeye devam edenler de olacak. Amaç ise hayallerinin mesleğine kavuşmak!

İşte bu “hayallerinin mesleği” denen kavram çok kritik. Bazı mesleklerin neye göre cazip olduğu çok belirsiz. Gençlerin ne kadarı, bu seçimi yaparken dünyada ve ülkemizde gelişecek sektörleri göz önünde bulunduruyor ve bugün hiç tanınmayan ama yakın gelecekte büyük potansiyele sahip alanlara yöneliyor?

Savunma ve güvenlik

Oysa küreselleşme ve teknolojik gelişmelerde yaşanan hızlı değişime paralel olarak ekonomi, iş dünyası ve sektörler de gelişiyor ve yeni iş sahaları ve uzmanlık alanları ortaya çıkıyor. Değişim süreci ile her dönemde yeni pozisyonlara ve değişimi yakalayabilen uzman insan gücüne ihtiyaç da giderek artıyor.

Avrupa ve ABD”de gençlerin yaptığı meslek tercihlerinin, şirketlerin piyasa değerleri ve yeni teknolojilerle orantılı olduğu görülüyor. Yavaş yavaş bu eğilim ülkemiz gençlerinde de gözlenmeye başlandı. Gençler artık teknolojinin ve küreselleşmenin kendilerine sunduğu fırsatlardan yararlanmak istiyor ve gelecekte para kazanacakları meslek seçimini de bu yönde yapıyor.

Yeni ekonominin fırsatları

Türkiye”nin önde gelen beyin avcısı firmalarından Data Expert İnsan Kaynakları ve Yönetim Danışmanlığı, hazırladığı geniş kapsamlı bir raporla geleceğin mesleklerini sıraladı. Şirket sadece gelecekte favori olacak meslekleri tanımlamakla kaldı, en çok hangi meslek dallarının para kazandıracağı konusunda da gençler için önemli bir rehber hazırladı.

Data Expert”in genel müdürü Hasan Altunkaya, “Bu raporun içeriği, ODTÜ, İTÜ, Galatasaray Üniversitesi, Harvard ve Yale Üniversitesi”nden ve yedi sanayileşmiş ülkenin planlama teşkilatlarından alınan bilgiler ışığında oluşturuldu. Dolayısıyla sadece yakın gelecekte değil uzun vadede yükselecek sektörler hangileri ve bu sektörlerin yaratacağı iş kolları neler, bu araştırmada somut bir şekilde ortaya çıkıyor” diyor.

Gelecek 20 yılda öne çıkacak olan mesleklerin hangileri olduğuna gelince… Bu mesleklerin ne olacağını daha çok yıldızı parlayacak sektörler belirliyor. Data Expert”in raporuna göre gelecekte başta enerji olmak üzere savunma teknolojileri ve güvenlik öne çıkacak. Telekomünikasyon, bilişim sistemleri ve teknoloji, eğitim, perakendecilik, uluslararası taşımacılık ve lojistik, danışmanlık, sağlık hizmetleri, çevre ve bireysel yatırım alanında finans olmak üzere sıralanan bu sektörler sadece ülkemizde değil dünyada da yükselişe geçen alanlar olacak.

Sektörel eğilimler

Önümüzdeki yıllarda, gıda sektöründe mühendislere olan ihtiyaç hızla artacak. Tüketicinin teknolojik gelişmelere yönelik talepleri bu sektörleri de etkileyecek. Geçmişte, gıda sektörü çok fazla teknoloji gerektiren bir sektör değildi. Ancak bugün tüketiciler, hijyen standartları yüksek ortamlarda üretilmiş sağlıklı ürünlerini talep ediyor.

Bu gelişmeler, ileriki yıllarda kolay yemek tüketimini artıracak ve üçüncü nesil tarım ürünlerinin artışını beraberinde getirecek. Gelecekte, finans ve sigorta sektörünün hayat ve sağlık sigortası boyutunda, Avrupa Birliği sürecinde önem kazanacağı diğer beklentiler arasında…

Bilgi teknolojileri ise önümüzdeki yıllarda, Türkiye, AB ülkeleri ve ABD”de yeni eleman istihdamına ihtiyaç duyulan sektörler arasında olmaya devam edecek. Tüm dünya ülkeleri, gelişen yeni teknolojik çalışmalar ve özellikle uzay biliminde alınan yeni yollarla birlikte, uzaya yolculuğu ilgi alanı olarak benimsenecek. Değişim gösteren ve tüketici talepleri doğrultusunda şekillenen bir diğer sektör de perakendecilik. Bu alanda hizmetin kalitesi ön plana çıkarken; firmaların başarısında hız ve müşteri memnuniyeti de giderek artan bir şekilde sektörde belirleyici rol oynayacak.

Araştırma sonuçlarına göre sağlık alanında yıldızı parlayacak sektörler arasında; estetik cerrahi, psikiyatri, diyetisyenlik, koruyucu aile hekimliği de popüler olacak. Teknoloji sahasında ise evlerde bilgiye erişme ürünleri ön plana çıkarken (ses, görüntü ve veri ); bilgiyi kullanma ürünleri (bilgisayar, TV, telefon) yükselen alanlar arasında yer alacak. İletişim dünyası multimedya, bilgisayar ve telekomünikasyonun ürünlerinin birleşiminden oluşacak.

Gelecek yüzyılda, teknoloji değil, onu kullanan ön plana çıkacağı için teknolojik gelişim bu yönde bir yapılanma gerçekleştirecek. Digital yayın devrimi ile digital yayınların avantajlarının sergilenebileceği ürünler öne çıkacak. Televizyon sadece tek yönlü bir cihaz olmaktan çıkarak insanların bilgiye ve yeni ürünlere ulaşmalarını sağlayan bir aygıt durumuna gelecek.

En Çok Tercih Edilecek Meslekler

Koruyucu hekimlik, sağlık yönetimi Savunma kaynakları yönetimi Ulusal ve uluslararası güvenlik stratejileri mühendisliği Danışmanlık, insan geliştirme ve psikoloji Enformatik Bioteknoloji Perakende sektöründe yöneticilik Finans (bireysel) Gezegen bilimleri ve yer bilimleri Elektronik güvenlik yöneticiliği Bilgi yönetimi yöneticiliği Gıda beslenme ve diyetisyenlik Çevre siyaseti bilimleri

Geleceğın Sektörleri

Enerji Savunma teknolojileri ve güvenlik Telekomünikasyon Bilişim sistemleri ve teknoloji Eğitim Perakendecilik Uluslararası taşımacılık lojistik Danışmanlık Sağlık ve hizmetleri Çevre Finans (bireysel, bireysel yatırım)

En Çok Kazandıracak Meslekler

Elektronik ve haberleşme mühendisliği Bilgisayar bilimleri mühendisliği Endüstriyel tasarım Teknoloji geliştirme, ürün geliştirme, Ar-Ge) Genetik bilimleri mühendisliği Vergi mühendisliği Malzeme mühendisliği İşletme Uluslararası hukuk Uluslararası ilişkiler Gayrimenkul hizmetleri ve yönetimi
Kaynak : Sabah Gazetesi

2 Ekim 2008 Perşembe

Disiplin Sağlama

Disiplin Sağlama

Anlayarak Hızlı Okuma

Anlayarak Hızlı Okuma

Sınıf Rehberlik Yıl Sonu Faaliyet Raporu

Sınıf Rehberlik Yıl Sonu Faaliyet Raporu

İllere Göre 2008 2009 Rehberlik Planları

2008 2009 Rehberlik Planları

Samsun Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Balıkesir Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

·2008-2009 Eğitim-Öğretim Yılı Rehberlik Çerçeve P... (2008/8/29)

· Özel Eğitime Muhtaç Bireylerin Okul Kayıt İşlemle... (2008/8/29)

·Özel Eğitim Hizmetleri Mevzuatı (2008/8/29)

· Özel Eğit. Rehb. Danş. Hizm. Genel Müd. Bağlı Öze... (2008/8/29)

· Okul Gönderme Formları ( Okul Öncesi - İlköğretim... (2008/8/29)

· Balıkesir Ram Sorumluluk Alanı Rehabilitasyon Mer... (2008/8/29)

· Özel Eğitim Proğramları (2008/8/29)

Tarsus Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

İlköğretim

Ortaöğretim

Kayseri Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Bafra Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Afyon Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Çorum Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Gümüşhane Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

Osmaniye Ram 2008 2009 Rehberlik Planları

2008 - 2009 Lise Rehberlik Örnek Planı

2008 - 2009 Lise Rehberlik Örnek Planını indirmek için tıklayınız

2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı Çalışma Takvimi

2008-2009 Eğitim Öğretim Yılı Çalışma Takvimi

VELİLERE (Anne-Babalara)ÖNERİLER

SAYIN VELİ;

Çocuğunuzun derslerdeki başarısı için aşağıdaki hususlara önem veriniz.

1. Çocuğunuzun sağlık durumu ile yakından ilgileniniz. Hastalıklardan bir kısmı, çocuğun hayat enerjisini önemli ölçüde azaltarak onu dermansız bırakır. Bir kısmı ise; doğurdukları devamlı acı ve ağrılar yüzünden çocuğun ilgi ve dikkatini ders konuları üzerinde toplamasına engel olur. Sağlık durumu çocuğun okul başarısına etki ettiği gibi bazı rahatsızlıkların bilinmemesi veya tedavi ettirilmemesi birtakım uyumsuz davranışların da sebebi olacaktır.

2. Çocuğunuzu kahvaltı ettirmeden veya yemek yedirmeden kesinlikle okula göndermeyiniz. İlköğretimdeki çocuk hızlı bir büyüme ve gelişme dönemindedir. Bu konuda titiz olunuz. Yemeklerini zamanında yediriniz.

3. Çocuğunuzun kılık- kıyafetine özen gösteriniz. Kıyafetlerinin okul kurallarına uymasına ve temizliğine dikkat ediniz.

4. Çocuğunuzun derslerinin ve davranışlarının daha iyiye yönelmesi için, öğretmenlerle sıkı bir işbirliği kurunuz. Veli toplantılarına mutlaka katılınız.

5. Çocuğunuzun yaşamındaki en etkili çevre aile çevresidir. Çocuk yaşamında en çok etkili örnekleri ailesinden alır. Anne-baba olarak tüm davranışlarınızla çocuklarınıza örnek olunuz.

6. Çocuğunuzu iyi tanıyınız. Çocuklardan yapamayacağı şeyleri istemeyiniz. Onları yeteneklerinin ötesinde başarı göstermeye zorlamayınız.

7. Çocuğun tüm arzularının yerine getirilmesi ona her istediği şeyi yapabileceği, elde edilebileceği kanısının verilmesi veya tam tersi isteklerinin çok sınırlandırılması, hiç yerine getirilmemesi çeşitli uyumsuz davranışlar geliştirmelerine neden olacaktır. Bu konuda titiz olunuz.

8. Çocuğunuza yeteri kadar harçlık veriniz. Harçlığını mümkünse aylık veya haftalık olarak toptan veriniz. Böylelikle kendisini yönetmesini öğrenecek ve sorumluluk kazanacaktır.

9. Çocuklarınızı başka çocuklarla veya kardeşleri ile mukayese etmeyiniz. Her insanın sahip olduğu nitelikler farklıdır. Onları olduğu gibi kabul ediniz.

10. Çocuklarınızı korkutmayınız. Fazla baskılardan, bedeni cezalardan, olmayacak sınırlamalar koymaktan kaçınınız.

11. Çocuklarınızın belli davranışları için anne-baba olarak değişik davranış göstermeyiniz, aynı şekilde davranınız.

12. Çocuklarınızla iyi notların yanında zayıf not almasının da normal olduğunu ve çalışmakla durumunu düzeltebileceğini telkin ediniz.

13. Çocuğunuzun okul yaşantısı ile ilgileniniz. Anlattıklarını dinleyiniz.

14. Çocuğunuzun okul dışındaki arkadaşlarının kontrol ediniz.

15. Çocuğunuzun okul ve öğretmenler hakkında şikayetleri olursa onu dinledikten sonra okul yönetimi ve öğretmenler ile görüşünüz.

16. Öğretmenler öğrencisinden makul olan ders araç ve gereçlerini almasını istemişlerse, bunları zamanında ve yeterince temin ediniz.

17. Ders çalışırken, çocuğunuzu ev işi, çarşı, Pazar işi için kaldırmayınız.

18. Çocuğunuzun mümkün olduğu kadar sosyal yaşantılar içinde, sosyal olmasını sağlayınız. Okul ve çevresindeki sosyal faaliyetlere katılmasına izin veriniz.

19. Çocuğunuzu sık sık eleştirmeyiniz. Hele bunu başkalarının yanında asla yapmayınız. Onun aşağılık duygusuna kapılmasını önleyiniz.

20. Beğendiğiniz takdir ettiğiniz taraflarını söyleyiniz. Onun kendine güven duymasını sağlayınız. Çocuklarınız arasında ayrım yapmayınız. Çocukları kıskandırmayınız. Hepsine sevgi ve ilgi gösteriniz.

21. İçinde bulundukları yaşlarda arkadaş çocuğunuz için çok önemlidir. Arkadaşı olmasına, iyi arkadaş seçmesine yardımcı olunuz.

22.Tv izlemede çocuğunuza iyi alışkanlıklar kazandırınız. Sürekli TV izlemek çocuğunuzun başarısını olumsuz yönde etkiler. Ancak bunu zor kullanarak değil ikna ederek gerçekleştiriniz.

23. Çocuğunuzun okuluna ve eve zamanında gelişini sağlayınız, varsa geç kalma alışkanlığını önleyiniz.

24. Evde çocuğunuza rahat bir çalışma ortamı hazırlayınız. Çocuklarınızın zararlı alışkanlıklar edinmesine engel olunuz. Onları zararlı alışkanlıklara karşı duyarlı hale getiriniz.

25. Çocuklar önünde yapılan tartışmalar, kavgalar onları mutsuz, güvensiz ve endişeli olmalarına neden olur. Sorunlarınızın yanında konuşmayınız, münakaşa etmeyiniz.

26. Çocuğunuzun çeşitli sorunları için sınıf öğretmenine baş vurunuz.

27. Çocuğunuzun evde ders çalışmasını kontrol ediniz. Ancak sürekli şekilde “dersine çalış” ikazı olumsuz etki yapmaktadır. Ona güvendiğinizi belli ederek uyarınız.

28. Çocuğunuzun okula devam durumunu yakından izleyiniz.

29. Çocuğunuzun yanında ona uygulanan eğitimin tartışmasını yapmayınız. Okul ve öğretmenler ile ilgili görüşlerinizi çocuğun yanında açığa vurmayınız. Çocuğunuzun çalışma programı yapmasına, uygulamasına yardımcı olunuz. Planlı çalışma üzerinde durunuz.

30. Çocuklarınıza karşı sabırlı, soğuk kanlı ve anlayışlı olunuz. Doğal olarak onlar hata yapacaklardır. Kusurları ve kötü hareketleri olacaktır. Çocuklar düşündüğünüz, istediğiniz gibi tavır ve davranışlar göstermiş olsalardı ailede ve okulda eğitim denilen şeye gerek kalmazdı.

EV ÖDEVLERİ

Ev ödevleri, öncelikle okulda öğrenilen bilgi ve yaşantıların kalıcılığını sağlamak veya bu bilgi ve yaşantıları genişletmek amacıyla öğretmenler tarafından öğrencilere verilmektedir. Sınıftaki öğrenci sayısının fazla olması, programda ayrılan zamanın yeterli olmaması gibi çeşitli nedenlerle öğrencilerin bireysel çalışmalarına ve uygulamalarına imkan verilemeyen durumlarda ev ödevleri, ders dışı etkinliklerin en önemlisi olmaktadır.

Öğrenciler ev ödevlerini yaparken yeni malzemeler kullanmalı ve yeni deneyimlerde bulunmalıdırlar. Bu deneyimler, öğrencilerin, bilgi ve yeteneklerinin farkına varmalarını ve geliştirmelerini, eksik yönlerini tamamlamalarını, bağımsız ve düzenli ders çalışma alışkanlığı kazanmalarını, okul dışındaki bilgi kaynaklarını kullanmalarını ve verilen sorumluluğu yerine getirmeyi öğrenmelerini ve dolayısıyla derslerinde başarılı olmalarını sağlamaktadır. Öğrencilerin düşüncelerini geliştirmeyen, yaratıcılığını desteklemeyen ve ezberciliğe yönelten ev ödevlerinin, eğitim açısından bir anlamı bulunmamaktadır.

Aynı zamanda ev ödevleri, anne babalara çocuklarının okul hayatıyla ilgilenmeleri için bir fırsat vermektedir. Aileler, çocuklarına uygun çalışma ortamı hazırlama, gerekli malzemeleri sağlama, istendiğinde yardımcı olma vb. gibi yollarla çocuklarının ev ödevlerinde, dolayısıyla eğitim ve öğretimlerinde önemli bir role sahip olmaktadır.

Ev ödevleri, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre verilmediği, amacının açıklanmadığı ve öğretmene teslim edildikten sonra içeriği hakkında değerlendirme yapılmadığı durumlarda ise öğrencilerin akademik konulara ilgisi azalabilmekte, öğrenci ödevini başkasına yaptırma ve başkasından alıntılar yapmaya yönelebilmekte veya yaptığı işi değersiz bir etkinlik olarak algıladığı için ödev yapma sorumluluğunu almayabilmektedir.
Bu olumsuz sonuçların ortaya çıkmasını engellemek amacıyla öğretmenlere ve anne babalara bazı öneriler verilebilir.

Öğretmenler Neler Yapmalı?

1- Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri doğrultusunda ev ödevi vermeye dikkat etmelidirler. Öğrenciler ilgi ve yeteneklerine uygun olan ödevleri sıkılmadan ve zorlanmadan yapacaklarından ev ödevlerine karşı olumlu duygular besleyeceklerdir. Ödevlerini yapabildiklerini görmek öz güvenlerini artıracaktır.

2- Ödevin kısa sürede yapılabilecek şekilde olmasına özen gösterilmelidir. İlgi ve yeteneklerine uygun olsa da ödevlerin fazla zaman alması, öğrencilerin kişisel veya sosyal etkinliklere (arkadaşlarıyla birlikte olma, tv. izleme vb.) zaman ayırmasını engelleyecek ve ödevlerden sıkılmalarına neden olacaktır. Öğretmenlerin ödev verirken öğrencilerin dikkat sürelerini de göz önüne almaları gerekmektedir. Ayrıca öğretmenler, ev ödevini teslim etme süresini öğrencilerle birlikte belirlemelidirler.

3- Öğretmenler, daha çok düşünmeyi geliştiren, yaratıcılığı destekleyen ve araştırmaya sevk eden ev ödevleri vermelidirler. Ev ödevi öğrencilerin bilgileri kitaptan deftere aktarması şeklinde değil, araştırmasını, deney yapmasını, yaparak yaşayarak öğrenmesini sağlamalıdır. Bu amaçla öğrencilere farklı hazırlık gerektiren (fotoğraf çekme, proje hazırlama, materyal toplama vb.) ev ödevleri vererek bilgiye ulaşmanın farklı yolları gösterilebilir. Bu yollarla öğrencilerin hem eğlendikleri hem de öğrendikleri görülecektir.

4- Öğretmenler, ev ödevinin amacını net bir şekilde öğrencilere açıklamalıdırlar. Öğrencilerin ev ödevlerinin amacını bilmeleri, ödevlerini bilinçli bir şekilde yapmalarını sağlayacaktır. Ödev ne amaçla verilmektedir? Ödevi hazırlayabilmek için neler yapılmalıdır? vb. gibi konularda öğrenciler bilgilendirilmelidir.

5- Ev ödevlerini düzenli aralıklarla kontrol etmeli ve sonucunda her öğrenciye yönelik geri bildirimler vermelidirler. Öğrencilerin neler öğrendiklerini belirlemek, ödevlerin sonucunu değerlendirmek ve dolayısıyla öğrencilerin içten denetimli olmasını sağlamak amacıyla ev ödevlerinin kontrol edilmesi ve sonuçlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

6- Ödevin niteliğine göre öğrencilere, bireysel veya grupla çalışmasına olanak verecek ödevler verilmelidir. Hangi ödevin bireysel veya grup olarak yapılacağını öğretmenin belirlemesi ve öğrencileri buna göre yönlendirmesi gerekmektedir.

7- Öğretmenler, düzenli aralıklarla anne babalarla görüşerek, anne babaların ev ödevleri hakkındaki görüşlerini öğrenmeli, anne babalara çocuklarına nasıl yardımcı olacakları ile ilgili bilgiler vermelidirler. Öğretmenlerin anne babalarla görüşmesi sonucunda, çocukların ödevlere karşı olan tutumu, ilgisi ve ailesinden destek alıp almadığı ortaya çıkacaktır. Öğretmenler, anne babalara çocuklarının rahat çalışması için ev ortamını nasıl düzenleyecekleri ve çocuklarına nasıl rehberlik edecekleri konusunda yardımcı olabilirler.

Anne Babalar Neler Yapmalı?

1- Çocuklarına uygun çalışma ortamı (aydınlık, sessiz vb.) ve araç-gereç sağlamalıdırlar. Çocuklar ödevlerinin büyük bir kısmını evde yapmaktadırlar. Çocuğun rahat çalışabilmesi için dikkatini dağıtacak uyaranların olmadığı bir odasının olması, ısının ve aydınlanmanın yeterli olması ve odasında çalışması için gerekli araç-gerecinin olması ödevlerini yapmasını kolaylaştıracaktır.

2- Özellikle ilköğretimin ilk yıllarında çocukların ev ödevlerini yapma zamanını planlamada güçlükler ortaya çıkabilmektedir. Küçük çocuklar genellikle oyuna veya tv. izlemeye daha fazla zaman harcayarak ödev yapmayı aksatabilmektedirler. Bu nedenle ilk yıllarda anne babalar, ödevlerin yapılacağı zamanı birlikte planlamalı, çocuğun bu plana uymasını sağlamalıdırlar.

3- Çocuk yardım istediğinde ev ödevlerine yardımcı olmalıdırlar. Bu yardım, çocuğun ödevini yapmaya değil, onu yönlendirmeye yönelik olmalıdır. Çocuklar ödevlerini yaparken zorlandıklarında veya ödevlerle ilgili çeşitli soruları olduğunda en yakınlarında bulunan yetişkinin yardımına ihtiyaç duyabilmektedirler. Anne babaların çocuklarının tüm sorularını cevaplaması mümkün olmayabilir. Bu durumda anne babaların çocuklarının sorularına ilgisiz kalmamaları, başvuru kaynaklarını göstererek uygun rehberlikte bulunmaları gerekmektedir. Anne babaların çocuklarının yerine ödevlerini yapmaları ise çocukların çalışma alışkanlığı kazanmalarını ve sorumluluk duygusunu geliştirmelerini engelleyecektir.

4- Anne babalar, çocuklarının ev ödevlerini kontrol etmelidirler. Ödevlerin okulda sunulmadan önce evde anne babalar tarafından kontrol edilmesi, çocuklara yaptıkları hataları düzeltme ve eksiklerini tamamlama fırsatı verecektir. Ayrıca çocuğun ödevini bitirince takdir edilmesi öz güven ve öz disiplinini geliştirici bir pekiştireç olacaktır.

5- Anne babalar, çocukların ev ödevlerine olan yaklaşımlarını etkileyecek olumsuz tutumlar göstermemeye çalışmalıdırlar. Anne babaların çocuklarının ödevlerine karşı aşırı ilgili veya ilgisiz, baskıcı ve arkadaşlarıyla kıyaslayıcı tutumları, çocuğun ödevlerden hoşlanmamasına ve ödevini yapamama kaygısı duymasına neden olabilir. Anne babaların çocuklarına ev ödevlerinde destek ve rehberlik veren tutumlar sergilemeleri gerekmektedir.

6- Ödev yaparken çocuğun dinlenmesini ve enerji toplamasını sağlamak amacıyla anne babalar çocuklarıyla birlikte gevşeme veya rahatlama egzersizleri yapmalıdırlar. Rahatlatıcı bir müzik dinlemek, bir şeyler yiyip içmek ya da vücudunu hareket ettirmek yararlı olacaktır. Çocuğun ödevini yaparken sıkılmasını önlemek için kısa süreli aralar vermesi de sağlanmalıdır.

7- Öğretmenler, anne babalar için çocukları ve onların öğrenimleriyle ilgili her türlü konuda rehber kişi durumundadır. Bu nedenle, anne babalar düzenli aralıklarla öğretmenle görüşerek, ev ödevleri hakkındaki tutum ve beklentilerini, çocuklarına ev ödevlerinde nasıl yardımcı olacaklarını da öğrenmelidirler.