Mustafa Kemal Atatürk Köşesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mustafa Kemal Atatürk Köşesi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Eylül 2008 Pazartesi

HER BİLGİSAYARA BİR "NUTUK" KAMPANYASI!!!


HER BİLGİSAYARA BİR "NUTUK" KAMPANYASI!!!

İndirin... Herkesi Haberdar Edin... Destek Olun... TIKLAYIN!

Not: Free butonuna basıp geriye giden saniyeyi bekleyiniz

Atatürk Belgeselleri

Atatürk Belgeselleri

http://www.mebnet.net/ataturk/...san150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...yis150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...ara150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...yet150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...sim150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...l1_150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...l2_150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...l3_150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...l4_150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...l5_150.wmv

http://www.mebnet.net/ataturk/...ir_150.wmv

İstiklal Marşı Seçiminde Elenen 6 Şiir

1-

Yıllarca altı cephede ateşle kanlara;
Türk'ün hilâl-ü dinine düşman olanlara;
Ceddin o; Yıldırım gibi saldın zaman zaman
Yüksek başın eğilmedi bir art cihanlara

Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım-Şitab.
Göster cihan-ı mağribe bir kanlı inkılab

Ey mazi-i havariki bin destan olan;
Garbın zalam-ı zulmüne yüz yıl kılınç salan
Arslan yürekli ordu; demir giy; silah kuşan!
Zira hududu kapladı ateşle kan, duman.

Ey kahramanlar ordusu, ey yıldırım - Şitab,
Göster cihan-ı mağribe bir şanlı inkılab!

Arslan mücahid ordusu, ey haris-i salah
Destinde seyf-i hak gibi pek şanlı bir silah
Açtın sema-yi millete pür-nûr bir sabah.
Atî bizim... bizim artık vatan, zafer, felah.

Ey kahramanlar ordusu; ey yıldırım - Şitab.
Göster cihan-ı mağribe bir şanlı inkılab


MEHMET MUHSİN


2-

Altı bin yıl efendilik yaptın,
"Kahraman Türk" idi cihanda adın.
Bir ateşten siperdin İslam'a
Sönmeyen bir güneş gibi yaşadın.

Ey büyük ünlü milletim ileri!
Hasmına çiğnetme koş bu şanlı yeri!
Düşmanın bir cihansa dostun
Hak Hakkın elbette müstakil yaşamak

Atıl, ez, vur, senindir istiklâl
Ebedî parlasın şu al bayrak...
Ey benim şanlı milletim ileri;
Ele çiğnetme koş bu ülkeleri!

M.*

*Bursa Milletvekili Muhittin Baha Bey Yarışmaya (M) rumuzu ile katıldı. Müzakereler esnasında şiirini geri çekti.

3-

Ey Müslüman, ey Türk oğlu
Açıldı istiklâl yolu
Benim bu son günlerimdir,
Diyor bize Anadolu.

Çek sancağı Türk ordusu
Olmaz Türk'ün can korkusu
Esarete dayanır mı
Türk vatanı, Türk namusu?

Bu son savaş bize farzdır,
Fırsatımız gayet azdır,
Muzaffer ol da ey millet
Altın ile tarih yazdır.

Birleşelim özümüzden,
Dönmeyelim sözümüzden,
Hem silelim bu lekeyi,
Tarihdeki yüzümüzden.

İSKENDER HÂKİ


4-

Göz yaşına veda et
Ey güzel Anadolu!
Hakkını korur elbet
Türk'ün bükülmez kolu

Cenk ederiz genç, koca
Bugün değil, yarın da
Yadımız ağladıkça
İzmir ezanlarında.

Hak yolunda kan olur,
Dünyalara taşarız;
Ya şerefle vurulur,
Ya efendi yaşarız.

Her gün yeni bir hile
Arkasından satıldık;
Her gün yeni bir dille
Yurdumuzdan atıldık

Yeter, ey Ka'be'mizi
Elimizden alanlar
Alıkoyamaz bizi
Yolumuzdan yalanlar.

Hangi alçak el alır,
El zinciri boynuna?
Kim Yunan'ı bırakır
Türk kızının koynuna?

KEMALEDDIN KAMI

5-

Millet aşkı, din aşkı, vatan aşkı uyansın
Yurdumuza göz dikenler al kanlara boyansın
Ya ben ya onlar diyen silâhına dayansın

Türk oğludur bu millet
Türk'ündür bu memleket
Türk oğludur bu millet
Türk'ündür bu memleket

Düşman gözü tutamaz yanar dağlar başını
Bağrımızda saklarız vatanın her taşını
Yurdumuza yan bakan döker gözün yaşını

Türk oğludur bu millet
Türk'ündür bu memleket
Türk oğludur bu millet
Türk'ündür bu memleket

Can veririz her zaman hürriyet yoluna
‘Ya gazi, ya şehid’lik ne devlettir kuluna
Ata emanet etmiş namusunu oğluna

Bize Türk oğlu derler
Hep bizimdir bu yerler

A.S.


6-


Türk'ün evvelce büyük bir pederi
Çekti sancağı hilâl-i sehari
Kanımızla boyadık bahr ü berri
Böyle aldık bu güzel ülkeleri

İleri, arş ileri, arş ileri
Geri kalsın vatanın kahpeleri

Seni ihya için ey nâmı büyük
Vatanın uğruna öldük öldük
Ne büyük kaldı bu yolda ne küçük
Siper oldu sana dağlar gibi Türk

Yürü ey milletin efradı yürü
Ak süt emmiş vatan evlâdı yürü

Vatan evlâdını kurban edeli
Milletin hür yaşamaktır emeli
Veremez kimseye bir Çamlıbeli
Bağlanır mı acaba Türk'ün eli

İleri, arş ileri, arş ileri
Çiğnenir çünkü kalan yolda geri.

Anıtkabir'i Gezmek İster Misiniz?

Anıtkabiri gezmek istermisiniz.

www.360tr.com/anitkabir

Tıkladığınızda açılan sayfanın sağ alt köşesindebulunan krokide siyah küçük noktalar var.nereyi görmek istiyorsanız ordaki noktayı tıklamanızgerekiyor
.

Cumhuriyet Bayramı ve ATATÜRK HAFTASINDA İZLETİLEBİLECEK BİR KAÇ GÖRÜNTÜ

http://www.youtube.com/watch?v...LAbNHlboGw

http://www.youtube.com/watch?v...T48m7epnuA

http://www.youtube.com/watch?v...bZVvHHedss

http://www.youtube.com/watch?v...ito8EAuVC4

http://www.youtube.com/watch?v...a9Y07EeVSw

20 Eylül 2008 Cumartesi

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı(Biyografisi)

Asker, devlet adamı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ilk Cumhurbaşkanı, Türklerin babası, çağımızın en büyük lideri. Eşi görülmez başarılara imza atmış, ülkesi için hayatı pahasına kahramanca savaşmış, çökmüş bir imparatorluktan yeni, çağdaş ve dinamik bir ülke yaratmış, bugün Türk halkının bir bayrak altında bağımsız şekilde yaşamasını sağlamış ve turkiye’yi kurtarmıştır. Bayrağımızı ve topraklarımızı ona ve komuta ettiği binlerce Mehmetçiğe borçlu olduğumuz için yediden yetmişe şükran doluyuz. Zira Atatürk, kaderimizi değiştirmiş, boyunduruk altında olmadan yaşamamız için bize bu ülkeyi bırakmıştır. Ülkemizin en büyük tarihi sınavı olan kurtulus-savasi’nda Türk askerini komuta etmiş, ekonomik ve askeri açıdan yokluk sınırında olan ülkemizi azmi, sabrı, çalışkanlığı ve dehası sayesinde tek vücut haline getirip, bağımsızlığına kavuşturmuştur. Ülkemizin geleceğini her şeyin üstünde tutmuş, inkılâpları ve ilkeleriyle bugün Türkiye’nin çağdaş milletler içinde hak ettiği yerde olmasını sağlamıştır. Arkasında çok daha iyi bir Türkiye ve dünya bırakarak hayata gözlerini yummuş olan Atatürk, hiç kuşkusuz Türklerin en büyük şansıdır. Hayatı boyunca sevilen, tevazusu, hoşgörüsü, barışçı ve uzlaşmacı kişiliği, entelektüelliği, hümanizmi, görgüsü, karizması ve eşsiz özellikleriyle dünyanın da hayran olduğu Atatürk, savaş yerine barışa, ayrılık yerine birlik ve beraberliğe sahip çıkmış, Türk bayrağı altındaki herkese ve tüm dünyaya şu önemli mesajı vermiştir: “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh”

Atatürk, Türk’ ün tarihinde ve gönlünde ebediyen yaşayacaktır, ölümsüzdür.

yaklaşık 40 sayfa tutan bu özet için TIKLAYIN

Mustafa Kemal Atatürk’ün Hayatı(Biyografisi)(Geniş Açıklama).rar

10 Ağustos 2008 Pazar

Atatürk İlkeleri

ATATÜRK İLKELERİ

Cumhuriyetçilik:

Batı dillerinde cumhuriyetin karşılığı, ulusun kendisini yönelmesidir. Cumhuriyete hayat veren damarların başında ise demokrasi geliyor. Gerçek cumhuriyet rejimlerinde sistemin demokrasi ile olan ilişkisi çok önemlidir. Çünkü iç ve dış tehlikelere karşı cumhuriyet kendisini, demokrasinin gerekleri içinde koruyacaktır. Bunun dışına çıkılırsa; demokrasi ile cumhuriyet arasında kopukluk başlar. Eğer böyle olursa en büyük zararı cumhuriyetin yine kendisi görecektir. Demokrasiyi benimsemiş siyasî rejimlerde, özgürlüklerin kullanılma alanları demokrasinin kuralları ile sınırlandırılmıştır. Cumhuriyet rejiminde kimsenin sınırsız hak ve hukuku yoktur. Çünkü demokrasilerde; kişilerin, dolayısıyla, toplumların özgürlükleri, hukuk yolu ile güvence altına alınmıştır. Bunların sınırları da adaletin kalemi ile çizilmiştir.
29 Ekim 1923'te ilân edilen cumhuriyetin alt yapısını Atatürk aşama aşama nasıl hazırlamıştı? Cumhuriyet, lâik bir sistem üzerinde kurulacaktı. Yani cumhuriyet idaresinde ne halifeye ne de onun kalıntılarına yer vardı.
Cumhuriyeti adaletli bir hukuk sistemi koruyacaktı. Cumhuriyetin genç kuşakları çağ dışı kişiler tarafından değil, bağımsızlık ve hürriyetin değerini bilen öğretmenler tarafından yetiştirilecekti. İmparatorluktan kalan mantık dışı ne varsa hepsi kaldırılacak, cumhuriyetin temelini ilim oluşturacaktı.
Bilgisiz ve bilinçsiz bir halk topluluğunun ulus olma hakkına sahip olamayacağını vurgulayan Atatürk, ulusun bilinçlendiği oranda hak ve hukukuna sahip çıkacağını biliyordu. Bu nedenle eğitim ve kültüre çok önem vermiştir. O'nun, bir bakıma kültürü, cumhuriyetin temellerinden biri olarak görmesindeki neden budur.
Atatürk, cumhuriyetçilik ilkesiyle ilgili görüşlerini birçok kez dile getirmiştir:
"Türk Milleti, halk idaresi olan cumhuriyetle idare olunur." (Afet İnan-Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazılan sh. 352)
"Türk Milleti'nin yaradılışına ve karakterine uygun idare, cumhuriyet idaresidir. Bu günkü Hükümetimiz doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı ve hükümetidir ki, onun adı cumhuriyettir. Artık hükümet ve millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Yönetim halk, halk yönetim demektir." (Söylev ve Demeçler C.III. sh. 75, C. II sh. 230)
"Demokrasi prensibi, egemenliği kullanan araç ne olursa olsun, esas olarak milletin egemenliğine sahip olmasını ve sahip kalmasını gerektirir. Bizim bildiğimiz demokrasi siyasaldır. Onun hedefi, milletin idare edenler üzerindeki kontrolü sayesinde siyasal özgürlük sağlamaktır." (Afet İnan-M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım, sh. 71,73)
Halkçılık:
Devrim tarihimizde önemli bir yeri olan 1924 ve 1961 Anayasalarında da yer alan halkçılık ilkesi, demokrasinin temelini oluşturmaktadır. Bu ilkenin ana özelliği ülke yönetiminin halkın elinde bulunmasıdır.
Egemenlik bir zümre ya da ailenin elinde bulunmaz, halkın seçimle iş başına getirdiği kişiler, ülkeyi yönetir. Halkçılık;
1.)Ülke yönetiminin demokratikliği,
2.)Birey ve sınıflara ayrıcalık tanınmaması, gibi öğelerden oluşmakta.
Eğitim yoluyla aydınlanmış halk, ulusal egemenliğin güçlenmesi ve demokrasimizin yaşamasında tek ve gerçek güvencedir.
Halkçılık, Atatürk'ün önemle üstünde durduğu bir ilkeydi. Bu önemi açıklamalardan anlıyoruz:
"Halkçılık demek, devletin bütün kudret ve egemenliğinin halktan geldiğini, Türk camiası içinde, fert, aile ve sınıf ayrıcalığı bulunmadığını, kanun önünde herkesin eşit olduğunu İfade etmek demektir. Bu formül demokrasinin ifadesidir." (A. Rıza Türel-İzmir Barosu Dergisi Sayı 8, sh. 413)
"Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." (Afet İnan-Medeni Bilgiler ve M. Kemal Atatürk'ün El Yazıları sh. 351) "Türkiye halkı, ırkça, dince ve kültürce ortak, birbirlerine karşılıklı hürmet ve fedakârlık hisleriyle dolu, kaderleri ve menfaatleri müşterek olan sosyal bir toplumdur." (Söylev ve Demeçler C. I. sh. 221)
"Bence, bizim Milletimiz, birbirinden çok farklı çıkarları olan ve bu itibarla birbirleriyle mücadele halinde buluna gelen çeşitli sınıflara malik değildir. Mevcut sınıflar birbirinin tamamlayıcısı niteliğindedir." (Söylev ve Demeçler C.II. sh. 82)
Laiklik:
"Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması" şeklinde özetlediğimiz lâiklik ilkesi, Türk Devriminin vazgeçilmez bir unsurudur. Demokratik olmanın da gereği...
Atatürk'e göre din, insanların vicdanlarında yer alması gereken kutsal bir kavramdır. Bu düşünceden yola çıkan Gazi 31 Ocak 1923'de şu sözleri söylüyordu:
"Bizim dinimiz en makul ve en tabii dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki, son din olmuştur. Bir dinin tabi olması için akla, fenne, ilme ve mantığa uyması gereklidir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur."
Genç Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sağlam temeller üzerine oturtulabilmesi için, ilk önce devletin kurum ve kuruluşlarının laikleştirilmesi gerekiyordu.
DEVLETİN LÂİKLEŞTİRİLMESİ
1.)Samsun’a çıkış. Amasya kararları, Erzurum, Sivas Kongreleri ile ulusun kendi kaderini kendisinin belirlemesi ilkesinin vurgulanması.
2.)23 Nisan 1920'de T.B.M.M.'nin açılması. "Egemenlik kayıtsız şartsız ulusundur" ilkesinin kurtuluşun ve kuruluşun simgesi olması.
3.)20 Ocak 1921 Anayasasının kabulü.
4.)1 Kasım 1921 Saltanatın kaldırılması.
5.)29 Ekim 1 923 Cumhuriyetin ilânı.
6.)3 Mart 1924 Hilafetin kaldırılması.
7.)20 Nisan 1924 Anayasasının kabulü.
8.)10 Nisan 1928 Anayasadan Türkiye Devletinin "Dinî islâmdır" hükmünün çıkarılması.
9.) 5 Şubat 1937 Anayasada değişiklik yapılarak Türkiye Devletinin cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, lâik ve inkılâpçı olduğu hükmünün Anayasaya konması.
HUKUKUN LÂİKLEŞTİRİLMESİ
1.)8 Nisan 1924 Şer'î mahkemelerinin kaldırılması.
2.)30 Kasım 1925 Tekke ve Zaviyelerin kapatılması
3.)17 Şubat 1926 Türk Medeni Kanununun kabulü.
4.)22 Nisan 1926 Borçlar Kanununun hazırlanması.
5.)24 Kasım 1929 İcra, İflas Kanunlarının kabulü.
6.)15 Mayıs 1929 Deniz Ticaret Kanununun kabulü.
7.)5 Aralık 1934 Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkının verilmesi.
EĞİTİMİN LAİKLEŞTİRİLMESİ
1.)3 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat (Öğrenimin Birleştirilmesi) Kanunu
2.)5 Kasım 1925 Ankara Hukuk Fakültesinin açılması.
3.)26 Aralık 1925 Uluslararası Takvim ve Saatin kabul edilmesi.
4.)24 Mayıs 1928 Lâtin rakamlarının kabulü.
5.)1 Kasım 1928 Lâtin alfabesinin kabulü.
6.)10 Haziran 1933 Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun’un kabulü.
7. )1 Ağustos 1933 Üniversiteler Kanununun çıkarılması, Darülfûnun'un kaldırılması. İstanbul Üniversitesinin kurulması.
KÜLTÜRÜN LÂİKLEŞTİRİLMESİ
Kültürde lâikleşmenin yollan aranırken elbette örf ve âdetlere bağlı kalınacaktı. Tarihten gelen hiçbir şey yok edilmeyecekti.
İşte bu düşünceden yola çıkılarak;
1.)30 Kasım 1925 tarihinde 677 sayılı Kanun ile Meclis tarikatları yasaklıyor, tekke, türbe ve zaviyeler kapatılıyordu.
2.)25 Aralık 1925 tarihinde de Meclis tarafından şeyhlik, seyyitlik, üfürükçülük, dervişlik, emirlik, falcılık, büyücülük, muskacılık gibi san ve sıfatların kullanılması ve bunlara ait özel kıyafetlerin giyilmesi yasaklanıyordu.
Atatürk'ün laiklikle ilgili görüşlerini Söylev ve Demeçlerinden aktarıyoruz.
“Mensubu olmakla mütmain (tatmin) ve mesut bulunduğumuz İslâmiyet dinini yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yüceltmenin kesin elzem olduğu gerçeğini gözlüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdâni kanaatlanmızı, karışık ve dönek olan her türlü çıkar ve tutkusuna sahne olan politikacılardan ve politikanın bütün organlarından bir an evvel ve kesinlikle kurtarmak, milletin dünyevî ve uhrevî (ahretle ilgili) saadetinin emrettiği bir zorunluktur." (Söylev ve Demeçler C. I. sh. 330)
“Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz biri milletin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddî menfaat temin edenler, iğrenç kimselerdir. İşte biz bu duruma karşıyız ve buna müsaade etmiyoruz." (Kılıç Ali-Alatürk'ün Hususiyetleri, sh. 116)
"Artık Türkiye, din ve şeriat oyunlarına sahne olmaktan çok yüksektir. Bu gibi oyuncular varsa kendilerine başka taraflarda sahne arasınlar." (Söylev ve Demeçler C. III. sh. 76)

Devrimcilik:

Devrimcilik ilkesi, Atatürk İlkeleri arasında; eylem ve atılım gibi kavramları içerisine alan tek ilkedir.
Atatürk, Büyük Söylevinin sonunda:
"Bu açıklamalarımla ulusal yaşamı sona ermiş varsayılan büyük bir ulusun bağımsızlığını nasıl kazandığını ve bilim ve tekniğin en son esaslarına dayalı ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu anlatmaya çalıştım," diyerek çağdaş devlet kavramıyla devrimcilik ilkesinin şaşmaz işaretini veriyordu.
Çağdaş devlet kuran bir ulusun, çağ dışı niteliklerden kurtulması gerekirdi. İşte, Türk ulusunun, çağdışı niteliklerden kurtulmak, çağdaşlaşmak için giriştiği atılımların tümü devrimcilik ilkesinin kapsamı içine girer.
Devrimcilik, Atatürk İlkelerinin hemen hemen tümüyle birleşir. Bütün bu ilkelerin ya neden ya sonuç olarak devrimcilikle sıkı bir ilintisi vardır. Bu bakımdan devrimcilik, Atatürk İlkelerinin tümünü gerçekleştirmeye, korumaya ve yaşatmaya kesin kararlılıktır. Devrimleriyle yolumuzu aydınlatan Atatürk'ün bu konudaki görüşleri şöyle:
"Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılâpların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern ve bütün anlam ve biçimi ile uygar bir toplum haline getirmektir. İnkılâbımızın asıl hedefi budur. Bu gerçeği kabul etmeyen zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur. Şimdiye kadar milletin beynini paslandıran, uyuşturan ve bu zihniyette bulunanlar olmuştur. Herhalde zihniyetlerde mevcut hurafeler tamamıyla kovulacaktır. Onlar çıkarılmadıkça beyinlere gerçeğin ışıklarını sokmak imkânsızdır." (Söylev ve Demeçler C. II. sh. 69)
"... Mes'ut inkılâbımızın aleyhinde düşünce ve duygu taşıyanları aydınlatıp, doğru yolu göstermek, aydınlara düşen millî görevlerin en önemlisi ve birincisidir." (Söylev ve Demeçler C. II. sh. 69) "
"...Memleket davalarının ideolojisini, inkılâplarımız yönünden anlayacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak kişi ve kurumları yaratmak lâzımdır." (Söylev ve Demeçler C. I. sh. 386)

Milliyetçilik:

Milliyetçilik ilkesi ulusal savaşımızın çıkış noktasını oluşturmuş ve tüm tutsak ulusların kurtuluş hareketlerine ışık tutmuştur. Fransız Devriminden sonra dünyaya yayılan özgürlük düşüncesinin tarihsel gelişimi içinde her ulusun kendi kaderini çizme inancının doğal bir sonucudur bu ilke. Türk halkının ümmet olmaktan kurtulup ulus haline gelmesi, Atatürk sayesinde olmuştur. Atatürk'ün ulusuna inancı sonsuzdu. Ulusu ulus yapan öğelerin başında ise, ortak değerler gelir. Milliyetçilik sözcüğü, bu değerleri de içine almakta. O, devrim ve ilkelerinin, ulusa rağmen değil, ulusla birlikte yaşayacağını biliyordu. Bu nedenle yeniliklerin ancak ve ancak ulus tarafından benimsenmesi ile sonsuza kadar yaşayacağı inancındaydı.
Zaten bugün, Atatürk İlkeleri arasında yer alan milliyetçilik, çağdaş anlamıyla; siyasetin ekonominin ve kültürün içinde yerini almıştır.
"Türk milliyetçiliği, bütün çağdaş milletlerle bir ahenkte yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterini ve başlı başına bağımsız kimliğini korumayı esas sayar. Bu nedenle millî olmayan akımların memlekete girmesini ve yayılmasını isteriz." (Ş. Süreyya Aydemir-Tek Adam C. III. sh. 450)
"Biz doğrudan doğruya milliyetperveriz, Türk milliyetçi siyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk topluluğudur. Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa o topluma dayanan cumhuriyet de o kadar kuvvetli olur." (Afet İnan-M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım sh. 88)
"Diyarbakırlı, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı, hep bir milletin evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır." (M. Kemal Kop-Atatürk Diyarbakır'da sh. 4)

Devletçilik:

Anayasamızda yer alan devletçilik ilkesi; toplumsal, ekonomik ve kültürel kalkınmada devletin üstlenmesi gereken görevleri açıklar. Genel anlamı ile, özel girişimin yetki ve gücü dışında kalan ekonomik kalkınma ve örgütlenmeyi gerçekleştirme ilkesidir.
Genel olarak devletin iki ödevi vardır;
a)Ülke içinde güvenliği ve adaleti sağlayarak, yurttaşların özgürlüğünü ve güvenliğini korumak.
b)Savunma için her an hazır bulunmak ve başka çare kalmazsa ülkeyi silâhla savunmaktır.
Bunlardan başka devletin, bayındırlık, eğitim, kültür, sağlık, tarım, ticaret ve sanayiye ilişkin ekonomik etkinliklerde de görevleri bulunmaktadır.
Atatürk, devletçiliği şöyle açıklar:
"Bizim takip ettiğimiz devletçilik, bireysel çalışmayı ve gayreti esas tutmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha ve memleketi bayındırlaştırabilmek için, milletin genel ve yüksek çıkarlarının gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik sahada devleti fiilen ilgili kılmak mümkün esaslarımızdandır."
Devletçilikle ilgili dile getirdiği diğer ifadeler ise şöyledir:
"Bizim izlemeyi uygun gördüğümüz devletçilik prensibi bütün üretim ve dağıtım araçlarını fertlerden alarak milleti büsbütün başka esaslar içinde düzenlemek amacını güden, özel ve kişisel ekonomik teşebbüse ve faaliyete meydan bırakmayan sosyalizm prensibine dayalı kolektivizm, komünizm gibi bir sistem değildir. Özet olarak bizim güttüğümüz "devletçilik" ferdi çalışma ve faaliyeti esas tutmakla beraber, mümkün olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha, memleketi bayındırlığa eriştirmek için, milletin genel ve yüksek menfaatlerinin gerektirdiği işlerde özellikle ekonomik alanda, devleti fiilen ilgilendirmektir."
“… Devletin siyasal ve düşünsel hususlarda olduğu gibi bazı iktisadi işlerde de düzenleyici rolü prensip olarak kabul edilmelidir. Buradaki güçlük; devlet ile ferdin karşılıklı faaliyet alanlarını ayırmaktır. Devletin faaliyet sınırını çizmek ve dayanacağı kuralları tespit etmek, diğer yandan da vatandaşın ferdi teşebbüs ve faaliyet özgürlüğünü kısıtlamak, devleti yönetmekle yetkili kılınanların düşünüp tayin etmesi gereken bir meseledir. Prensip olarak devlet, ferdin yerine geçmemelidir. Fakat, ferdin gelişmesi için genel şartları göz önünde bulundurmalıdır. Bir de ferdin kişisel faaliyeti, ekonomik gelişmenin esas kaynağı olarak kalmalıdır. Fertlerin gelişmesine engel olmamak, onların her bakımdan olduğu gibi özellikle ekonomik alandaki özgürlük ve teşebbüsleri önünde, devletin kendi faaliyeti ile bir engel vücuda getirmemesi, demokrasi prensibinin önemli esasıdır. O halde diyebiliriz ki, ferdî teşebbüs gelişmesinin bir engel karşısında kalmaya başladığı nokta, devlet faaliyetinin sınırını teşkil eder. Bu bakımdan genellikle belli zaman ve alanda sürekli bir özel nitelik gösteren ekonomik bir işi, devlet üzerine alabilir." (Afet İnan-M. Kemal Atatürk'ten Yazdıklarım, sh. 66, 67)

Atatürk İçin Ne Dediler

Amerika

Kemal Atatürk'ün ölümünün 25. Yıldönümünü anma törenine katılabilmekten şeref duymaktayım. Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir akseri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye'nin doğması, yeni Türkiye'nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilân ve o zamandan beri koruması, Atatürk'ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye'de giriştiği derin ve geniş inkılâplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.
John F. KENNEDY
(A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963)

Benim üzüntüm iki türlüdür; önce böyle büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm. İkinci üzüntüm ise, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.
Franklin ROOSEVELT
(A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963)

Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye'nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hakettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir. Ben, Atatürk'ün sadık arkadaşlarından biri olmakla büyük bir iftihar duyuyorum.
General Mc ARTHUR

"Kemâl hakkında almış olduğum malûmat çok tazedir. Bu husustaki bilgilerimi kendisini çok iyi tanıyan birisinden temin ettim. Sosyalist Sovyet Cumhuriyetleri Birliği Hükümeti'nin tanınması hakkında Sovyet Rusya Hariciye Nâzırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa'nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana verdiği cevapta: Avrupa'nın en kıymetli devlet adamının bugün Avrupa'da yaşamadığını, bunun Türkiye Cumhurreisi Mustafa Kemâl olduğunu söyledi." Franklin D. Roozwelt'in bu sözlerine karşı, Disraeli'nin İngiltere'yi idare ettiği zamandan beri, Avrupa'da o ırktan gelmiş bütün devlet adamları içinde en maharetlisi olan Litvinof tarafından söylenmiş olan bu mütaleânın çok kıymetli olduğunu beyan ettim.
Roozwelt (Franklen D.) 1928
Birleşik Amerika Cumhurbaşkanı

"Geceleyin yüz kişilik akşam sofrası, Avrupa'nın büyük başkentlerinde verilmekte olan benzeri şölenlerden hiç de farksızdı. Yalnız Türkiye Cumhuriyeti'nin verdiği şölen sofrasında kullanılan İkinci Mahmut çağından kalma (1808-1839) som altın tabak ve takımlar, bu şöleni Avrupadakilerden daha debdebeli yapıyordu. Mustafa Kemal hazretleri herşeyden önce tam anlamıyla savaşçı bir komutan, metin, geniş simalı, derin ve mütekâşif düşünceli, sert ve canlı sözlü bir zattır. Ancak bu gece tam anlamıyla ince ve nazik bir devlet adamı, aynı çağda mükemmel bir devlet başkanı idi. Her elçi kendilerinden aynı ölçüler içinde iltifat görürler."
General Charles Sherrill
Birleşik Amerika'nın eski Ankara Büyük Elçisi

Unutmamalıdır ki Kemâl, Dumlupınar'da parlak bir strateji kabiliyeti göstermiş ve düşmandan çok azlık olan Türk kuvvetlerinden gereğince yararlanmayı bilmiştir. Dünya üzerinde istilâ orduları, Yunanlılar'ın uğradıkları büyük bozgun gibi bir yenilgiyle pek az karşılaşmışlardır.
Charle H. SHERRILL
Eski Amerikan Elçisi

Lozan'ı o kazandı; son ikiyüz yılda ihtiyar Asya'nın Avrupa'ya kazandırdığı ilk zafer.
New York Times

Dünya sahnesinden tarihin en dikkatli, çekici adamlarından biri geçti.
Chicago Tribune

Savaş sonrası döneminin en yetenekli liderlerinden biri.
New York Times

İnsanı teslim alıcı gözlerinde fevkâlade önderlik kuvveti vardır. Kalın kaşları sakin durmaz. Yüksek, enteklektüel zirvelere kalkar ve şayanı hayret derecede geniş alnında derin çizgiler oyacak bir şekilde çatılır. Derisi açık renkli ve güneşten yanmıştır. Esmer değildir. Saçı sarımtrak kahve renklidir. Ağzının temiz kesilmiş hatları ve çenesi kararlarının kesinliğini gösterir. O, tetiktir, hazır cevaptır, dikkati çekecek kadar zekidir.
Gladys Baker
Amerikalı Gazeteci

Atatürk'ün ölümünden dolayı Amerika Hükümeti pek çok üzgündür. Bu kayıp, yalnız Türk Milleti'ne ve sınırların inhisar etmemiştir. Yayıldığı yerler çok geniştir.
Kordel HALL
Birleşik Amerika Dışişleri Bakanı

Cihanı hayran bırakan bu Türk, Türkler'in göğsünü Türk olduklarından, tarihlerinden ve dillerinden dolayı bir daha kabartmıştır ve Türkiye'nin geleceği için, geçmiş yüzyılların toplayabildiğinden daha fazla bir kudret toplamıştır.
General C.H. SHERRILL
Eski Amerika Elçisi

Mustafa Kemâl, başarılarının çoğunu tükenmek bilmeyen sabrı sayesinde elde etmiştir.
Charles H. SHERRILL
Eski Amerika Elçisi

Ülkesine bağlılığı, kendisine bütün dünyanın saygısını kazandıran Atatürk.
F.D. ROOSEVELT
A.B.D. Cumhurbaşkanı

Atatürk'ün birçok insanların başarmaya maddeten muktedir olamadıkları işleri başarmada gösterdiği azim ve cesarete ve ortaya koyduğu esere bütün Amerika hayrandır.
Amerika Basını

İngiltere

-Savaş sonrasının en ileri gelen devlet adamlarından biri. Kendi başına bir klas oluşturuyordu ve hemen her açıdan tekdi.
The Fortnightiy, Londra

-Avrupa, savaştan sonra belirmiş az sayıdaki yapıcı devlet adamlarından birini kaybetti.
Spectator, İngiltere

-Acımasız bir güce ve ateşli bir hırsa, az rastlanır bir enerji ve gözüpek bir entelektüel radikalizm ekledi; tarihsel gelenekler ya da dinsel duygusallıklarla hiç etkilenmedi. Fakat bunları daima siyasal bir olgunlukla dengeledi.
The Times, Londra,

-Çağımızda hiçbir isim Atatürk'ün adı kadar büyük saygı yaratmamıştır.
Observer, Londra

Bir zamanlar Avrupaya fuzuli girmiş bir devlet sayılan Türkiye, Atatürk'ün önderliği altında Avrupa'nın iç politikasının değerli ve ilerici bir üyesi olmuştur.
İngiliz Times Gazetesi

"Devrin en centilmen, sözüne en inanılır, dostluğuna en güvenilir, devlet adamı Atatürk'tür."
İngiliz Basını

Bu devrin diktatörlükleri ve demokratları Atatürk'ün iyi adam hasletine malik olsalardı, dünya böyle iki düşman safa ayrılmazdı.
İngiltere

Vekar ve haysiyetin bir lâftan ibaret kaldığı bu asırda, Atatürk vekar ve haysiyetin canlı timsaliydi.
İngiltere

Atatürk'ün ölümüne bugün hayatın artık hatıradan başka bir şey olmadığı bir âlemde büyük bir devlet adamı, büyük bir asker, büyük derecede şerefli bir şahsiyet olarak ağlanmaktadır. İngiltere önce, cesur ve asil bir düşman, sonra da sadık bir dost olarak tanıdığı büyük adamı selamlamaktadır.
Londra, Sundey Times

O, nevi tamamiyle şahsına münhasır bir devlet adamı idi. Diktatörlerin tahammül edemediği serbest bir nizamla, demokrasilerin başaramadığı ve başaramıyacağı işleri yapmıştır. Tarihte böyle adamlar devirlerine kendi adlarını vermişlerdir. Yâni, o kadar ender yetişirler.
Word Price

Muasır hiçbir isim "Atatürk" adı kadar büyük saygı telkin etmemiştir. Atatürk yalnız Türkiye'nin bütün hayatını değiştiren bir dehâ değil, fakat beynelmilel münasebetlerde iyilik ve yalnız iyilik yapan bir adamdır.
İngiltere, Observer Gazetesi

Kemalist Türkiye, bir milletin sağlam bir ekonomik siyaset güderek devletler arasında yakışırı olduğu şerefli yeri nasıl kazanabileceğini bütün cihana göstermiştir.
İngiliz, The Financial Times

Kendisi tarafından hazırlanıp yönetilmiş olan Türk İnkılâbı erkek, kadın bütün yurttaşlarına, Türkiye'nin önceki kuşaklarından hiçbirine nasip olmayan özgürlük ve güven dolu bir hayat sağladı. Başarıları, Türkiye'nin Avrupa devleti olmasını sağladı, yakın doğunun tarihini değiştirdi.
İngiliz Times Gazetesi

Savaş Türkiye'yi kurtaran, savaştan sonra da Türk Milletini yeniden dirilten Atatürk'ün ölümü, yalnız yurdu için değil, Avrupa için de büyük kayıptır. Her sınıf halkın O'nun ardından döktükleri içten gözyaşları bu büyük kahraman ve modern Türkiye'nin Ata'sına değer bir görünümden başka bir şey değildir. (1938)
Winston CHURCHILL
İngiltere Başbakanı

Atatürk, Türk Milleti'nin ruhunda Türk Bayrağı gibi dalgalanan bir baştı.
İngiliz Daily Telegraph

Cumhuriyet Türkiyesi'nin Devlet Başkanı Kemâl Atatürk, diğer önderlerde görmeye alışmadığımız şu değerli nitelikleri kişiliğinde toplamış bulunuyor: alçak gönüllülük, yeterlik ve başarı....
İngiliz The Truth Dergisi

O genç ve dâhi Türk Şefi'nin o esnada Çanakkalede bulunması, müttefikler bakımından talihin en acı darbelerinden biridir.
Alan Moorehead
İngiliz Yazarı

Çanakkale savaş alanındaki durumu bütün gerçekleriyle belirtmeyi gerekli görüyorum. Biz şimdi, kahramanca çarpışan ve çok ustalıkla, cesurca yönetilen asıl Türk ordusunun karşısında bulunuyoruz.
Hamilton
İngiliz Generali

"Birçok kuvvetli adamın iktidara geldiğini gören neslimiz, bunların eserlerini gözden geçirdiğinde, hiçbir millet ve devlette yapılan inkılâpların Atatürk tarafından başarılanlar kadar iyi düşünülmemiş olduğunu kabul edecektir.
İngiliz Daily Telgraph Gazetesi

Atatürk, eskimiş bilimlerle boş yere kafasını yormamış olduğundan daha taze ve cesur düşünen bir önderdir. Kendisi için, bu günkü Avrupa'nın en güçlü Devlet Adamıdır diyebileceğimiz Atatürk, hiç şüphesiz devlet adamlarının en cesur ve orijinalidir.
Herbert Sideabotham
İngiliz Yazarı


Almanya

O, kişisel kazanç ve ün peşinde koşan basit bir dikdatör değil, gelecek kuşaklar için sağlam temeller atmağa uğraşan bir kahramandı.
Prof. Walter L. WRIHT Jr.

"Bütün dünya 10 Kasım'da, biz Almanlar'ın da dostluk ve saygı ile bağlı olduğumuz bir insanın hayatını ve eserlerini takdirle anmaktadır. Atatürk bir asker olarak, amansız ve hatta bazı anlarında ümitsiz gözüken bir mücadeleden muzaffer çıkmış ve sonra da devlet sorumluluğunu üzerine almıştır. 29 Ekim 1923'te Türkiye Cumhuriyeti'nin ilânı, onun diplomatik dehâsının bir eseridir. Türk devletinin demokratik gelişmesini engelleyen, mâziden kalma bazı gelenek, örf ve âdetlerin değiştirilmesi veya kaldırılması gerekiyordu. O cesurâne ve azimkârane ideallere sahipti, yılmak bilmeyen bir yaratıcılıkla eserlerini gerçekleştirmeğe başladı.... Atatürk, Almanlarla geleneksel, yürekten ve karşılıklı güvene dayanan ilişkiler kurmuş ve sürdürmüştür.
Ludwig ERHARD
(Batı Alman C. Başkanı)

Atatürk Türkiye'yi tek düşmanı kalmaksızın bırakmıştır. Bu zamanımızın hiçbir devlet şefinin başaramadığıdır.
Alman Völkischer Beobachter Gazetesi

Türkiye'nin kendisine hudutsuz bir minnet duyduğu Büyük Kurtarıcı Atatürk'ün hayatı, Almanya'da olduğu kadar iyi, hiçbir yerde ne anlaşılacak, ne de takdir edilebilecektir. Zira Almanya aynı yoldan geçmiştir. Türkiye'ye kabul ettirilen barış anlaşması, topraklarının hayati kısımlarını kendisinden koparıp alıyordu. Millî Kahraman Atatürk, memleketini kurtarmayı ve millî bir geleceğin temellerini atmayı başardı. Memleketini görüşmelerle ve Cenevre metodlarıyla kurtaramıyacağına inanarak mücadele yolunu seçti. Bunda yalnız çelik bir irade ve kuvvet başarısı olabilirdi. Memleket içindeki eseri, daha az hayranlığa lâyık değildir. Almanya, ATATÜRK'ün eserine ve mücadelesine hayrandır. Onda, tarihi eseri, özgürlüğü seven bütün milletler için bir sembol olarak kalacak kudretli bir kişilik görmektedir.
Berlin, Alman Ajansı

Istırap çeken dünyada barış ve esenliği yeniden kurmak ve insanlığın yalnız maddi değil, manevi gelişmesini sağlamak isteyenler Atatürk'ün iman verici ve yön göstericiliğinden örnek ve kuvvet alsınlar.
Profesör Herbert MELZIG
Alman Tarihçisi

Bugün Kemal Atatürk, yarattığı eserlerle bakıp pek haklı olarak kendisine başarıya ermiş bir kimse gözüyle bakabilir. Çünkü Atatürk, herşeyden üstün olarak, Türk Milleti'ne şimdiye kadar erişmediği bir mutluluk getirmiştir.
Carel Sautman
Alman Gazetesi

Mustafa Kemal Bey, sorumluluk yüklenmekten korkmayan doğuştan bir şef idi. 25 Nisan sabahı 19. Tümeniyle kendiliğinden düşmana saldırmaya karar verdi. O'nu kıyıya sürdü ve üç ay boyunca kendisine yapılan çetin saldırılara inatçı ve sarsılmaz bir karşı koymada bulundu. O'nun azmine tam olarak güvenebilirim.
Liman Von SANDERS
Alman Generali

Kendisinin tarihi büyüklüğü, eseri olan yeni Türkiye'ye bakılarak bu günden ölçülebilir. Çelik gibi azim ve gayreti, uzağı gören akıl ve hikmetle birleşmiş olan bu gerçek halk önderi ve devlet adamı; Anadolu dağlarının en uzak ve ıssız köşesindeki köylere bile başka bir ruh aşılamıştır.
Alman, İllustrierte Dergisi

Onda büyük bir asker, dahi bir devlet adamı ve tarihsel kişiliğe sahip bir kişi kaybedilmiştir.
(Hitler, İnönü'ye Mesajı)

Eğer bugünkü Türkiye, dünya savaşından sonraki Avrupa'nın herhangi bir memleketinde daha fazla ileri gitmişse, bunun en büyük sebebini yeni Cumhuriyetin Başkanı'nın dehasında aramalıdır.
Hans FROEMBGEN
Alman Yazarı

Atatürk, yeni Türkiye'nin yaratıcısı olduğu kadar ulusunun eğiticisi ve yetiştiricisi olmuştur. Atatürk, kişiliğinin kuvvetiyle milletleri içten ve dıştan değiştiren savaş şefleri arasında özel bir yer tutacaktır. O, yeni Türkiye'nin yaratıcısı ve kurucusu olmuştur. Yakın doğunun şimdiki çehresini bu adam tesbit etti.
Alman, Germania Gazetesi

Şark, tarihin Kemâl Atatürk tarafından yazılmış olan yeni bir sahifesini açmıştır. Avrupa tarih kitapları vaktiyle (Barbar) Türklerin Altay Dağları'nın yüksek ovalarından şarka, garba nasıl akın ederek milletleri ve kültürleri tahrip eylediklerini hikâye eder. İncil'de ve Ortaçağ literatüründe Türkler, (Gogve Magog) diye fevkâlede ve korkunç hayâletler olarak tasvir edilmiştir. Onlar uyuşturucu medeniyetin buzları içinde bir ateştiler ve Türk kokusu hâlâ bugün bile dünyanın yarısının uzuvlarında yaşamaktadır. Şimdi modern ilim, milâttan evvel tarihin binlerce yıllık perdesini açarak, batmış milletlerin kaybolmuş izlerini keşfetmektedir. Bu arada birdenbire Türk ırkını da tarihin aydınlıkları içinde görüyoruz ve onun şark ile garb arasında nasıl bir köprü kurmuş ve nasıl devletler ve kültürel yaratmış olduğunu anlıyoruz. Avrupanın birçok âlimleri bunu reddediyorlar. Fakat, Atatürk'ün hayatı ve Türk Milleti'nin yeniden uyanış ve kalkınış, Türk Milleti'nin ruhunun ilk evini henüz yirminci asırda kurmuş olmadığı kanaatini gösteriyor. Kemâl Atatürk ile yüzlerce asrın derinliğinden kahraman bir ruh aydınlığa yükseliyor ve bu ruh, dünyanın esarete düşmüş kısımlarındaki milletlere hürriyet ve kurtuluş yolunu gösteriyor. O'nun hüviyeti, Nil sahillerinden eski Çin denizlerine kadar uzanan bir efsane olmuştur. Bununla beraber O gene milletinin ortasındadır. Olgun ve kemâle ermiş zekâsıyle, münevver ve ebedi gençliğin yorulmak bilmez kudret ve ciddiyetine mazhar olan, O, kendi milleti ve beşeriyet âlemi için beslediği muhabbetle, bir dâhinin neler yarattığına dair, cihana fevkâlâde heyecanlı bir sahne seyrettirmektedir.
Profesör Herbert MELZIG
Alman Tarihçisi

Bir yenilginin uçurumuna düştüğü halde, ilkin neticesiz sanılan İstiklâl Mücadelesini yapan Türk Milleti, önünde saygıyla eğilmeden bu satırlara son veremez. Zafer neşesiyle kendinden geçmiş bir diplomasinin kararını "hayır" diyerek yırtmak ve yüzlerine fırlatmak örneğini biz Almanlar, Türklere borçluyuz.
Alman Askeri Dergisi Vissen Und Vehr

Mustafa Kemâl, hırpılanmış, silahı elinden alınmış olan milletle elele vererek tarihe yeni bir devir açmak için mücadeleye atıldı ve mücadelesinde, ruh kudretinin dünya yüzündeki bütün silahlardan üstün olduğunu ispat etti.
Profesör Herbert MELZIG
Alman Tarihçisi

Mustafa Kemâl'i yüksek kumandanların çoğuna üstün kılan nitelik, ölümü küçümsemek ve yiğitlik göstermek bakımından askerlerine en büyük örnek olmasıdır.
Profesör Herbert MELZIG
Alman Tarihçisi

Esarete mahkûm edilmiş bir istiklâl hakkını kuvvetle kazanmış, idam fermanını yırtıp düşmanlarının suratına fırlatmış adamdır.
Alman Basını

"Atatürk, istiklâl hissini taşıyan bütün milletler için, ölmez bir semboldür."
Alman Basını


Yunanistan

İki milleti, Türk Şefinin ölümünden müşterek bir kayıp olarak müteellim olması tabiidir.
Yunanistan, Etnika Nea

Dost Türkiye, dize gelmiş olan insanlığın huzurunda kurucu ve yaratıcısına tâzimlerini arzetmeğe hazırlanıyor.
Atina - Peria

Atatürk ölümünden önce, herkes tarafından saygı gösterilen, değer verilen güçlü, dinç ve çalışkan bir Türkiye yaratmak ülküsünü tamamen başardı.
Yunan Elenikon Mellon Gazetesi

İngiliz, Fransız ve İtalyanları Anadolu'dan uzaklaştırıp bizi de yenince,, karşımızda sıradan bir adam bulunmadığını ve O'nun gerçek yaratıcı kudretini kavramaktan uzak kalmış olduğumuzu kabul ettik. (1938)
Yorgi PESMAZOĞLU
Yunan Ekonomi Başkanı

- Her ülke, milletine zafer, refah ve mutluluk yolunda ilerleten büyük adamlarına heykeller dikecektir. Fakat Türkiye'nin Kemal Atatürk'ün heykelinin yapılmasında kullanılacak taşı bulabilmek için dağlarını deşmesi, karıştırması gerekecektir. Çünkü Türkiye, herkesin haset ettiği bir adama dost ve düşmanlarının hayran olduğu bir dehâ adamına, kaybı yalnız Türkiye için değil, bütün uygarlık ve dünya için bir kayıp sayılacak bir dehâ adama malik bulunmak bahtiyarlığına erişmiştir.
Katimerini - Atina

Atatürk, Türkler'in eski köklerini araştırıyordu. Türkler, kökleri konusunda yabancı tarihçilerin olumlu yahut olumsuz teorileri karşısında heyecana kapılıp etkilenmesidir. Kemal Atatürk kendilerine, dünyadaki bütün milletlerin kıskanabileceği nitelikte, soyluluk payı vermiştir. O'nun dönemi ecdatlarıyla övünmek için, gelecek Türk kuşaklarına yetecektir.
Yunanlı TarihçiA.V. Daskalavis

Dost ve müttefik Türkiye'yi pek acı bir şekilde eleme düşüren millî yasa Kraliyet hükümeti, Elen Milleti ve ben çok acılı bir heyecanla katılıyoruz. Bu çok çetin sınavda bütün Yunanistan'ın düşüncesi, en derin sempatisini açıklamak ve belirtmek için soylu dost millete yönelmiş bulunuyor. Ünlü Şef'in, kahraman askerin ve Türkiye'nin aydın yaratıcısının anısını anmakta olan Yunanistan, Başkan Kemal Atatürk'ün Türk- Yunan bağlaşmasının başlıca kurucusu olmuş ve iki ülkeyi ortak bir ideal ve sulhçu çalışma birliği çerçevesi içinde birbirine bağlayan ve çözülmesine imkân düşünülmeyen dostluk bağlarını vücuda getirmek olduğu asla unutmayacaktır. Yunanistan, kuvvetli eseri soylu Türk Milleti'nin alınyazısını ebediyen tayin etmiş olan Büyük Ölü hakkında çok heyecanlı bir anıyı bağlılıkla koruyacaktır.
General METAKSAS
Yunanistan Başbakanı, 1938

"Kılıcının parlaklığı, Atatürk'ün tek erdemi, tek şan ve şerefi değildir. O'nun barış zamanında yaptığı, iradesinin kuvvetini ve fikirlerinin parlaklığını daha çok belirtmiştir. Büyük Pier devrinden beri böyle bir deneme yapılmamıştır. Atatürk on altı yılda, gençlik ve kuvvetle dolu kudretli, istediğini ve nereye gittiğini bilen yeni Türkiye'yi yaratmayı başarmıştır.
Akropolis Gazetesi

"Atatürk'ün Türkiye'de yaptığını hiçbir tarafta, hiçbir kimse yapmadı: Ne Cavour, ne Cromwel, ne de Washington... Atatürk'ün bulduğunu, hiç kimse bulmadı ve Atatürk'ün yaptığını da hiç kimse yapmadı. İlham ettiği kimselere ve kendi prensiplerine göre yarattığı yeni kuşak, O'nun eserine devam edecektir."
Tipos Gazetesi

"Birçok kahramanların hayat öykülerini yazmış olan Plutarque, hayatta başarının ve mutluluğun en büyüğüne ancak yeryüzünde büyük işler gördükten sonraki öteki dünyaya milletinin aşk ve yas belirtileri arasında göçen kimselerin ulaşmış olduğunu söyler ve Plutarque, bu ayrıcalığa eski tarihte pek az kimsenin ulaştığını kabul eder. Eğer Atatürk Plutarque'den evvel yaşamış olsaydı, bu mutlu insanların arasında yer alacaktı. Türk Milleti, kendisine hayat vermiş veya hayatını iade etmiş olan Atatürk'e hakiki bir baba gibi günlerce ağlamıştır. Bir insana ölümünden sonra bu derece sevgi ve yas gösterileri yapılması milletler tarihinde az görülen şeylerdendir."
ATHİNAİKA , Atina, 12 Kasım 1938


Fransa

Atatürk iyi kalpli, insan bir adam, Türk Milleti O'nun kişiliğinde kendini buluyor. İnsanlığın bütün belirtileri O'nda kendini hemen gösteriyor.
Fransız Gazetesi Noelle

"Eğer savaşı kazanmış ve daha da kazanacaksa, O, barışı da yapacaktır. Sözüme inanın ve sizlere önceden haber vereyim ki, O bunu iyi yapacak, herkesin düşündüğünden daha ek***siz ve şimdiye kadar kimsenin ulaşamadığı bir başarı ile yapacak."
Claude FARRERE
Fransız Yazarı

Atatürk'ün kendine özgü dehasının asıl belirdiği nokta, milletinin canlılık ve çalışmalarını tehlike geçtikten sonra da görmesi, yapıcılık, zevkini devam ettirmesi ve bu yeni görevlerin her birine, karşı konulmaz bir çekicilik verilebilmesidir. Bunun mantıkla açıklanmasına imkan yoktur; bu O'nun şahsi sırrıdır.
Fransız Gazetesi Maurice Pernot

"Eski Osmanlı imparatorluğu bir hayal gibi ortadan silinirken, millî bir Türk Devlet'nin kuruluşu, bu çağın en şaşırtıcı başarılarından birisidir. Mustafa Kemâl, yüce bir eser ortaya koymuştur. Türk milliyetçiliğinin zaferi bütün Asya'da meyvesini vermiş ve Kemalizm'in parlak başarısı bütün sömürgeler için bir örnek olmuştur.
Maurice BAUMANT
Fransız Profesörü

Çok büyük bir adamdı... bir siyasi dahiydi.
Excelsior Gazetesi

Birgün bana dedi ki, çok güçlü ülkelere bağlı küçük milletler vardır. Gelecek, birincilerden çok bu milletlere aittir. Bu cümleler aklıma yerleşti. Çünkü bunlar, ölümünün öncesinde, Yakın Doğu'nun en bilinçli, en uyanık, en güvenilir adamı olarak beliren Atatürk'ün üstün başarılarla dolu yaşamının derin anlamını göstermektedir.
Bir Fransız Gazeteci

Hayatını memleketinin şanlı canlanmasına hasretmiş olan ateşli vatansever ve büyük devlet adamının kaybolduğu şu anda Türkiye'nin yasına derin bir hisle iştirak etmekteyim. Kan dökülerek ve barışçı yollardan tahakkuk eden bu görevi Türk Milletine samimi dostluk bağları ile bağlı milletlerine geçecektir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin mâruz kaldığı bu kaybı Fransız Milleti en derin teessürleri ile hissetmektedir.
Alber LEBRUN
Fransa Cumhurbaşkanı

Kemâl Atatürk, idealist bir adamdır. Ortaya mesut eserler koymuş olmasının sebebi, büyük prensipler tutarak, ihtiraslarına sınır çizmesini bilmiş olmasıdır.
Şarl De Şambron
Fransız Diplomatı

Dünyanın, çağdaş, en büyük kişilerinden biri.
Le Jour-Echo de Paris

Atatürk'ün yurt kurtarıcısı olduğunu, milletlerin en vefalısı olan Türkler asla unutmayacaklardır.
Fransız Gazetesi Noell Roger

Karşımdaki bu büyük adamda, keşfettiğim bu büyük meçhulde maharet ve karakter o kadar iyi işlenmişti ki, sözlerinde hiçbir şüphe aramazdı.
Claude Farrer
Fransız Yazarı

Yüzyıllardan beri müstebitlerin boyunduruğu altında uyuklayan yaşlı Türkiye, O'nun çabalarıyla uyandı ve gözleri inkılâpların ışığıyla kamaştı.
Jean Laubespin
Fransız Gazetecisi

Bugünün Türkleri, yüzyıllar önce Avrupayı titreten canlı millet durumuna erişmiştir. Ve bu akşam o büyük ölünün başında bekleyen Türkiye, güçlü ve dipdiri Türkiye'dir.
Pierre Dominique
Fransız Gazetecisi

Asırları aşan adam!...
Fransa, Paris Basını

Ani olarak, fosfor olarak ışıldayan ve yine birdenbire kendi içine dönen garip bakışları vardı. Kuvvetli kişiliği, her şeyi kavrayışındaki süratle, el hareketleriyle kendini belli ediyor. Çok berrak olan sesi tartışması sırasında çelik gibi çınlıyordu. Mustafa Kemal gerçekten genç, temiz, candan inanmış, milletini yönetmek için yaratılmış bir insandır.
Mme. B.G. Gualis
Fransız Gazetecisi

Akıllı ve barışçı yöntemlerle gerçekleştirdiği eseri halkların tarihinde izlerini bırakacaktır.
Albert LEBRUN
Fransız Cumhurbaşkanı

Mevcut rütbelerin hepsini kaldırdığı bir memlekette, bu adam, bütün rütbeleri, kazanmıştır. O memlekete, bulabilecek en şerefli isim O'na verilmiştir.
Mercel Sauvage
Fransız Gazetecisi

Kemalizm hızlı gelişme yolunu keşfetti ve isbat etti ki, yalnız bir kuşakta disiplinli bir eğitim ile halkçı büyük bir uygarlık geliştirebilir. Bu, insanlığa denenmiş bir felsefe örneği olarak sunulabilir. Kemalizm yüzyıllara sığabilecek işleri on yılda tamamladı.
Gerrad Tongas
Fransız Yazarı

Atatürk öldü. Barış kubbesinin Doğu sütunu yıkıldı. Artık evrende barışı kimse garanti edemez. Nitekim Avrupalı devlet adamları; O'nun 1930'da yaptığı uyarı ve tavsiyeleri dinlememiş ve dünyayı 1939 yılında ikinci büyük savaş felâketinin içine sürüklemişlerdir.
SANERWIN
Fransız Gazetesi

Çelik mavisi gözlerini, tabiatın güzel aydınlığına yummuş olan, taibatın ne kadar üstünde bir adamdı.
Paris-Flgaro


İtalya

"Atatürk'ün ölümü ile yakın doğunun gelişmesinde birinci derecede âmil olan son derece kuvvetli bir şahsiyet kaybolmuştur."
İtalya

"Hayatının sonuna kadar milleti'nin mutlak güveni ile kurduğu devletin başında muzaffer kumandanının kişiliği, eşi görülmemiş bir karakter örneğidir."
C.C. SFORZA

Üstün iradesi, tükenmez cesareti ve eşsiz seziş ile hasımlarını dize getirdi. Fazilet ve ciddiyeti, üç yılda memleketine yalnız askeri, aynı zamanda tam ve doyurucu bir siyasi zafer kazandırdı.
F. Perrone Di San Martino
İtalyan Yazarı

Tam bir anlayış ve ileri görüşle, Kilikya'yı işgal eden ve Asya'da fetihlere kalkışan Fransızlara karşı giriştiği amansız mücadelede, onları bayraklarını katlayıp, silah ve cephanelerini bırakıp, Marsilya'ya doğru yollamaya mecbur etti. Mustafa Kemal'in Anadolu'da hazırladığı ve yönettiği savaş, anlaşıldığı güven ve inanca uygun olarak gelişti ve başarıyla sonuçlandı. Bu durum bütün dünyanın hayranlığını kazandı. Bütün savaş devamınca, olaylara, Gazi Mustafa Kemal'in harp dehası, kırılmaz azmi ve isteği hakim oldu.
İtalyan F. Perrone Di San Martino

Çökmüş bir ülkeye, geçmişinin tarihi değerlerini geri veren Atatürk adının, modern zamanların en cüretli ıslahatçıları arasına kaydedilmesi için kâfidir.
Messagero Gazetisi

Türklerin Büyük Şef'inin ölümü karşısında İtalyan Milleti, dost Türkiye'nin acısına katılır. Atatürk'ün ölümü ile Yakın Doğu'nun gelişmesine birinci derecede etken olan son derece kuvvetli bir şahsiyet kaybolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti'nin bu yaslı gününde, İtalyan Milleti, dost memlekete en derin sevgilerini gönderir.
Trıbuna Gazetesi


Danimarka

"Atatürk, ömrünün en mükemmel çağında ve işbaşında iken ölmüştür. Fakat O'nun hayatındaki eseri, tarihte kahramanlığın çift destanı olarak yaşıyacaktır. Eserini O, bir savaşçı ve bir de devlet adamı olarak meydana getirmiştir. Kılıç sayesinde iktidar mevkiini kuranların bir çoğundan tamamıyle farklı olarak O, zaferi kazandıktan sonra kılıcını çekmiştir. Atatürk'ün askerlik eserini iyice anlayabilmek, lâzımdır: Yıkılmış bir devlet, bozguna uğramış bir ordu, bitkin ve umutsuz bir millet! Buna rağmen Atatürk, karşısına çıkarılan bütün orduları ezdikten sonra, Lozan'da 1923 Haziran'ında yenilmişlere millî Türkiye Devleti'ni dikte etmiştir. Atatürk, hudutlarını çizmiş olduğu Türkiye'nin O'na öncekinden daha büyük görevler yükleyeceğini kavramıştı. O, arkasında batılılaşma modern bir devlet bırakmıştır. Şapka giymek, Arap harflerini atıp bizzat öğretmenliğini yaptığı yeni Türk harflerini kabul etmek gibi tamamiyle zevahirden sanılan yenilikler, Türklerde ezelden beri var olan savaşçı ruhu bugün de yaşamakta olmasına rağmen, kurulan yeni devlet barış politikasının en sağlam dayanağı olmuştur. Atatürk, Montrö ve Hatay sorunlarını çözmüş, memleket içinde enerjik bir surette ıslahat yapmış, endüstri ve demiryolları kurmuştur.
Berlinske Tidence Gazetesi

"Türkiye'nin Şefi Atatürk, bütün devletlerin hiç beklemedikleri bir şeyi gerçekleştirmiş ve hasta adam diye anılan Türkiye'den güçlü kuvvetli bir memleket yaratmıştır."
Social Demokraten Gazetesi

Atatürk, şahsiyet ve yeteneğin dev gibi bir simgesi idi, O, yirminci yüzyılın en muazzam olayını yaratan adamdı. Gerçekten meydana getirmiş olduğu eser, yarı Doğulu olan ve halifenin şahsiyle dini tek kuvvet olarak tanıyan bir milleti modern, lâik ve millî bir devlet haline getirmesidir. Hakikatte, Doğunun ruhuna kök salmış sembollerin atılmasını yeni bir hayat için radikal bir değişmeyi ifade ediyordu. Atatürk'ün dış politikası, tarihte bir örnek olarak kalacaktır. Dostça anlaşmalarla dış borçlar sorununu düzeltmiş, Boğazları tekrar sağlamlaştırmış, kan dökmeden Hatay sorununu çözmüştür. Birçok islâhat arasında işçiye yeni bir hayat standardı sağlamış olan Atatürk, arkasında manen ve maddeten kendi izi üzerinde yürüyebilecek kudrette donatılmış bir Türkiye bırakmıştır.
National Tidence Gazetesi

Atatürk'ün eseri, tarihte kalacaktır.
Danimarka

"Yirminci yüzyılın en görkemli olayını yaratan adam."
National Tidence Gazetesi


Hindistan

Kemâl Atatürk, gençlik günlerimde benim kahramanımdı. Biz o zamanlar kendi bağımsızlık hareketimizle uğraşıyorduk. Ben ve arkadaşlarım tutuklanmıştık. Kemâl Paşa'nın Türkiye'yi yabancı egemenlik ve nüfusundan kurtarmak için giriştiği çaba ve mücadeleyi hapishanede izliyorduk. Büyük zaferin haberini hapishanede duyduğumuz zaman buna nasıl sevinip, nasıl kutladığımızı unutamam. Sonraları onun inkılâplarını okuduk. O zaman bizlerin bu inkilâpların bir tekini bile değerlendirmesi imkânsızdı. Kemâl Paşa'nın giriştiği bu çabayı takdirle karşıladım. O'nun dinamizmi, yılmak ve yorulmak bilmezliği insanda büyük bir etki yaratıyordu. Çok istediğim halde onu ziyaret etme fırsatını bulamadım. Bunun için çok üzgünüm. O, Doğu'da modern çağın yapıcılarından biridir. O'nun en büyük hayranları arasında bulunmaya devam ediyorum.
Pandit NEHRU
Hindistan Başbakanı

Savaşın, yarattığı, saygıdeğer kişiler arasında ve savaş sonrası Avrupa'da etken olan güçlerarası dengede, Kemâl Atatürk hepsinden daha çok yapıcı ve yaratıcı olmuştur. Askerlikteki büyük başarısı ülkesini yabancı işgalinden kurtardı. Bir sürü yenilgi ve boyun eğmeden sonra, yorulmak bilmez ve becerikli diplomasisi Türkiye'ye, Avrupa'da hatırı sayılır milletler arasında yer kazanmak başarısını sağladı. Aynı zamanda ona her türlü aşağılanma ve tehdidi aşmak, Türkiye'nin de sadece haraca bağlı ve ikinci sınıf bir devlet olmasını engellemeyi sağladı."
Bir Hintli Lider

"Diğer diktatörlerin ya da liderlerin aksine Kemâl Atatürk siyasal ve sosyal görüşlerini Türklere ya da kendisiyle ilişkiye geçenlere zorlamadı. En büyük isteği, reform taslaklarını halkıyla tartışmaktı; çünkü inandırarak reforma inanıyordu ve Türkleri görüşlerinin sağlıklı olduğuna inandırmaya çalıştı. Kemâl Atatürk, övünmeyi ve tehdidi sevmiyordu."
Palestine Post

"Cumhuriyetin düşmanlarına acımasızca baskı yapar ve sürerken; bir kez devlet, düşmanlarının komplolarına karşı güvenceye alınınca, vatandaşlarına daha geniş demokratik özgürlükler imkânlarını hazırladı. Totaliter parti mekanizmalarına karşı çıktı. Onun yönetimi altında Türkiye, Cumhuriyetçi ve demokratik çizgide anayasaya sahip çağdaş bir ülke haline geldi."
Civil and Military Gazetesi

Yasama Meclisi bugün, Atatürk'ün ölümü dolayısı ile oybirliğiyle bir başsağlığı dileme teklifini kabul etti ve Büyük Lider'e saygı belirtisi olmak üzere o günlük Meclis'i tatil etti. Teklif, Kongre Partisi Lideri Bay Buhulabhal Desai tarafından yapıldı ve Meclisteki bütün diğer liderler tarafından yardım gördü. Meclisin Başkanı Sir Abdürrahim: "Atatürk, günün dünya siyasetinde egemen ve büyük etkisi olan bir adamdı ve Asya halkının büyük bir kısmının hayatı üzerindeki işleyişi ve etkisi modern zamanda bir eşine tesadüf edilmeyecek kadar büyüktü" demiştir.
Delhi, 14 Kasım 1938

Hindistan Millî Meclisinde Atatürk üstüne yazılmış şiirler, mersiyeler okundu saatlerce göz yaşı döküldü.
Taymis'in Delhi Muhabiri

Asyanın, günümüzün utandırıcı düşkünlüğünü unutmak için eski uygarlığıyla övündüğü ve parlak bir geçmişe baktığı bir dönem vardı. Derken Asya'nın Avrupa'ya gayretli bir taklitçi rolü oynadığı ve kendi kendine düşmüş mührünü bastığı karanlık ve ümitsizlik dönemi, gözlerimiz önünde belirdi. Ani bir patlama şeklinde rönesansın gelişi bir mucizeydi ve Asya kendisini kabul ettirmeğe başladı. Uzak Doğu'da Japonya kaynaklarını yeni bir çağın ihtiyaçlarına uydurmuş ve böylece durumunu ve saygınlığını dünyanın en üstünleri arasında pekiştirmiştir. Ne kadar üzücüdür ki, küstahlığı, kendi yıkılışının temelini kurmakta ve artık ona Asya'nın saygınlığının yeniden kurucusu olarak bakmamız inkânsızlaşmaktadır. Bakışlarımızı yeniden doğan Türkiye üzerinde yoğunlaştırdığımız bir sırada, Kemâl'in ölümüne ait acı haberi aldık. Kemâl'in ortaya çıkıncaya ve önümüze, yaşayan bugünü ölü geçmişin zaferlerini hatırlatan yeni bir Asya çıkarıncaya kadar Türkiye, Avrupa'nın Hasta Adamı diye adlandırılıyordu. Bu örnek bize Doğu'da yeni bir yaşam umudu verdi ve bu açıdan Kemâl'in ruhu bizim saygılı hayranlığımıza lâyık olmuştur. Ölümü Türkiye için olduğu kadar bütün dünya için de büyük bir kayıptır. Kemâl Paşa'nın kahramanlığı sadece savaş alanlarında değildir. Belki de bir halkın savaşması gereken en öldürücü düşman olan bilinçsiz boş insanların zulmüne karşı, bıkmaz bir savaş sürdürdü. Kendi halkı için büyük bir kurtarıcıydı. Bizim için büyük bir örnek olmalıdır.
Hindistan Düşünürü Rabindranath

İlham veren başarıları, onu gelecek kuşakların hak edilmiş ve sürekli saygı sundukları ölümsüzler samanyoluna kolaylıkla yerleştirmiştir.
Sir Sinkandar Hayat HAN
Pencap Başbakanı

Dünyanın yetiştirdiği en büyük insanlardan biri.
Star of İndia, Delhi

Atatürk, yalnız Türk Milleti'nin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletler önderiydi. O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
Bayan Sucheta KRIPALANI
Hint Parlamento Heyeti Başkanı


Belçika

Atatürk'ün ölümü, yalnız Türkiye için değil, bütün dünya için de derinliği ölçülemez bir kayıptır.
Belçika'nın eski Ankara B. Elçisi

Atatürk, şecaat ve kabiliyetin en büyük semboliydi. O, yirminci asrın en büyük gerçeğini yaratan adamdır.
Kopenhag-Nasyonal Tidende

Ankara'da bulunduğum zaman Güneş'e bakar, fakat bu Güneş'i ufukta değil, Çankaya'da görürdüm. Samimiyetle diyebilirdim ki, hakiki Güneş, Çankaya'daki Güneş'ti. Atatürk'ün acı kaybı dünya için büyük bir kayıptır. O'nun yüksek dehâ ve azimkâr karakterine karşı büyük bir hayranlık besliyen Belçika Kralı, bu duygularını eylemde de göstermek için beni, Büyük Ölü'nün cenaze töreninde bulunmaya memur etti. Bütün Belçika'lılar, yasınıza içtenlikte katılıyorlar. Mebusan Meclisi'nde Atatürk'ün anasını anmak için yapılan gösteri bunun bir delilidir.
De RAYMOND
Belçika'nın Eski Ankara Elçisi

Mustafa Kemal, memleketi için herşeyin kaybolmuş göründüğü bir zamanda olağanüstü bir kalkınma gerçekleştirmiştir.
Henri LİEBRECHT

Türkiye'nin uluslararası ünü, prestij ve otoritesi durmaksızın yükselmiştir. Milletine bu kadar az zamanda bu ölçüde hizmet edebilen tek devlet adamı Atatürk'tür.
Libre Belgique Gazetesi

Reformcu ihtirasını millî toprağa hasretmiş lider.
Camille Huysmans
Belçika Milli Meclisi Başkanı


Romanya

Atatürk, tarihte örgütçü bir dâhi, bir milletin hârikalar yaratan sevk ve idarecisi ve memleketinin kurtarıcısı olarak kalacaktır.
Independance Romaine Gazetesi(Bükreş, 12 Kasım 1938)

Milletin gerçek ihtiyaçlarını gayet iyi kavrayan Atatürk, ölçü birimi olarak eski sultanların dış genişleme politikasını değil, fakat belirli bir alan içinde yoğun bir kalkınma siyasetini kabul etti. Memleketini bilinçli bir örgüt ile yükseltmek ve yeni inkılâplar elde etmek suretiyle millî hayatı, tahrip edilmeyecek temeller üzerine tespit etti. Milletin ruh derinliklerine doğru yöneltilen bu emekler, yoğunluk itibarıyla Fatih Sultan Mehmet'in genişleme alanındaki gayretleri ile pek iyi mukayese edilebilir. Atatürk, isminin de gösterdiği gibi Türkler'in tam bir babası olmuştur. Sert bir baba, fakat herkesin kendisine bugünkü refahın borçlu bulunduğu bir baba.. O'nun eseri, bütün dünya için bir haz ve refah konusu olabilir.
Curentil Gazetesi(Bükreş, 12 Kasım 1938)

"Bükreş Şef'lerini ve rehberlerinin ölümü dolayısı ile Türk Milleti'nin duyduğu kedere bütün kalbimizle katılırız. Bir milleti, uçurumun kenarından sarsılmaz azmiyle kurtaran, kuvvetlendiren, yükselten yöneticiler arasında Atürük, en birincisidir."
Timpul Gazetesi(Bükreş, 12 Kasım 1938)

Milletimiz, en büyük Türk'ün karşısında kederli bir saygı ile eğilmektedir.
(Romanya)

Romanya'da Atatürk'ün ölüm haberi geldiği gün, bütün okullarda dersler tatil edildi.
Romanya-Rador Ajansı :

Atatürk, tarihte teşkilatçı bir dahi, bir milletin hârikalar yaratan yöneticisi ve memleketin kurtarıcısı olarak kalacaktır. Romen, Independene Gazetesi Eseri ile insanlığın üstüne çıkan bu inkılâpçı, karakteri ve yaşayışı bakımından da insanlara en yakın olanlardan biri idi. Esasen kişiliğinin çekiciliği ve hayatının sonuna kadar muhafaza ettiği otoritesinin sırrı buradadır.
Romanya Vittorul Gazetesi Marcel Sauvage

Atatürk, dünya üzerinde yeni bir devir açmış bir insandır. Ben, O'nun Türk kadınlarına hak vererek ve bir ülkede anayı, yakışır olduğu yüceliğe eriştirerek Batı'ya ders verdiğini nasıl unuturum.
Uluslararası Kadınlar BirliğiDelegesi Prenses Aleksandrina


Rusya

Türk milleti'nin özgürlük ve Türkiye'nin millî kalkınması için çetin mücadelelere adı karışan Kemal Atatürk'ü memleketimiz çok iyi tanır. Atatürk Türk Milleti'ni, kışkırtıcı kuvvetlere, emperyalistlere ve silah zoru ile Türk Milleti'ni ezerek memleketi büyük devletlerin bir sömürgesi haline getirmek isteyen gerici kuvvetlere karşı savaşa girmesi için uyandırmıştır. Yakın ve Orta Doğuda ilk Cumhuriyet, doğuşunu O'na borçludur. Bu Cumhuriyet, birçok milletin ulusal özgürlük hareketlerine ışık borçludur. Bu Cumhuriyet birçok milletin ulusal özgürlük hareketlerine ışık tutmuştur. Atatürk'ün kutsal saydığı emperyalizmle savaşını, yalnız Türk Milleti değil, diğer doğu ülkeleri de takdirle karşılıyordu. Türkiye'nin yüzyıllık geriliğinden kurtulması için Atatürk pek çok şey yapmıştır. Gerçekleştirdiği reformlar memleketin ekonomik hayatının, sinaî tarımsal kalkınmanın hızla ilerlemesini hedef tutmuştu. Atatürk yönetimi zamanında, Türkiye'nin milletlerarası otoritesi yükselmiş ve memleket, dünya siyasetinde önemli rol oynamaya başlamıştır.
N. S. KRUŞÇEFF(10 Kasım 1938)
Sovyetler Birliği Başkanı

"Atatürk, Cumhuriyet ilanı, milli bankaların ve milli sanayinin kuruluşu demiryolları yapımı, yabancı ayrılıkçıların kamulaştırılması, din ile devletin ayrılması, Latin Alfabesinin kabulü, kadın eşitliğinin tanınması, ünvanların kaldırılması gibi bir çok inkılâp hareketinin yapıcısı ve öncüsü olmuştur.."
Pravda Gazetesi(Moskova, 10 Kasım 1938)

"İsmi yeni Türkiye'nin bütün kurtuluş hareketine bağlı olan Kemâl Atatürk'ün ölümü, Türk milleti için büyük bir kayıptır. Bağımsız Türkiye'nin bütün samimi dostları, bu yüksek adamın bir surette acı duymaktadır."
İzvestia Gazetesi(Moskova, 11 Kasım 1938)

Adı, Türk Milleti'nin millî kurtuluş savaşında ve Türkiye'nin siyasi alanda yeniden örgütlenmesine gayet sıkı bir surette bağlı olan Kemâl Atatürk'ün ölümü gerek Türkiye için, gerekse bütün dostları için derinliği ölçülmez bir kayıptır. Türk Milleti'nin en samimi dostları arasında bulunan Sovyetler, zamanımızın bu örneksiz devlet adamının öneminden dolayı derin bir acı içindedirler.
İzvestia Gazetesi(Moskova, 1938)

Atatürk'ün ölümü, Türkiye'deki büyük halk kitlelerini ve memleketlerinin bağımsızlık ve özgürlükleri kendileri için pek kutsal olan kimseleri derin bir acıya gömmüştür. Bağımsız Türkiye'nin dostları Sovyet kamuoyu ve diğer ülkelerdeki ilerleme taraflısı bütün çevreler, Türk Milleti'nin yasına samimi surette katılmaktadır.
Journal de Moscou(Moskova 1938)

O'nun ölümü, dünya için de derinliği ölçülmez bir kayıptır.
(Sovyetler)

Şöhreti bütün cihana yayılmış olan tecrübeli başkanın yönetimi herkesin sevgisi ve saygısını çeken büyük Türk milletinin millî bağımsızlığını devamlı bir başarı ile kuvvetlendirmiş ve yeni millî yapısını yaratmıştır.
Sovyet Başbakanı Kalinin


İsveç

Türkler O'nun harukulâde eserini takibederek, itibarlarını daha fazla arttırcaklardır.
İsveç

Dünya, hiçbir zaman, Türkiye'nin batı zihniyeti içinde yeniden kurulması gibi, heyecanlı bir drama aslâ şâhit olmamıştır.
İsveç, Social Demokraten Gazetesi

O, olmasaydı modern Türkiye olmazdı. O'nun sayesinde Türkler, O'nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve zaten dünyaca pek yüksek olan onurlarını daha fazla yükseltebileceklerdir.
İsveç, Nya Dagligh Gazetesi

Türkiye'nin yeniden kurulması ve düzenlenmesi işi, hayat verici tam bir inkılâp olmuştur. Bugünkü Türkiye, Atatürk'ün kuvvetli kişiliğine bitmez bir şekilde bağlıdır. Son padişah, toprağını terkettiği vakit 1922 Kasımında elde edilmiş olan sonuncu zafer, bütün doğuda istek ve sevinçle selâmlanmıştır. Bunu takibeden hareketler kararlardaki güven ve yürütmedeki sürat bakımından bütün dünyayı hayrete boğmuştur.
Aftenbladet Gazetesi

Kemal Atatürk, Türk vatanını tam bir şekilde parçalanmaktan kurtarmış ve kuvvetli, modern, millî bir devlet yaratmıştır. Atatürk, müstebidlerin boyunduruğunu kırmıştır. Ölümünde, Türkiye'nin Boğaziçi'nde ve Yakın-Doğu'daki vaziyeti öyle bir manzara arzetmektedir ki, önemli sorunların konu olduğu bir zamanda büyük devletler dikkatlerini Ankara'ya yöneltmektedirler.
Svenska Dagblabet Gazetesi

Atatürk'ün eseri, üzerine bir bakılırsa görülür ki, Türk Milleti'nin başında bu büyük Şef bulunduğu 14 yıl içinde meydana getirdiği eserler, geçmiş yüzyıllardan daha fazla ve derin izler bırakmıştır. O'nun olağanüstü eserini izleyebilecekler ve dünya nazarında esasen pek yüksek olan itibarlarını daha fazla yükseltebileceklerdir.
Nya Daglight Allehanda Gazetesi

Modern Türkiye'nin yaratıcısı Kemal Atatürk'ün eserleri, memleketi için yaptıkları İsveç'te çok iyi bilinmektedir. Atatürk'ün liderliği altında Türkiye'nin kalkınmasını, fevkâlâde ileri hamlelerini hayranlıkla takibettik. Atatürk'ün, hukuk alanında olduğu gibi, diğer alanlarda da getirdiği reformlarla Türkiye, içinde bulunduğu çok zor durumdan kurtarılıp kuvvetli ve güvenilir temeller üzerine yerleştirilmiştir.
ERLANDER
İsveç Başbakanı

Türkiye, Atatürk'ün idaresi altında, kelimenin Batıdaki kavramı ile modern bir devlet olmuşlardır. Bugün bu devletin milletlerarası itibarı gittikçe artmaktadır. Girişlerin islahat işi Türkiye'yi değiştirmiştir. Türkiye, dış politika alanında ve Atatürk'ün yönetimi altında büyük başarılar kazanmıştır.
Dağnes Nyheter Gazetesi

Atatürk, kuşkusuz savaş sonrası gelen diktatörlerin en dikkate değer olanıdır. Evvelâ Türkiye'yi bağımsız bir millet mevkii kaybetmekten kurtarmıştır. Sonra yeni bir Türk devleti yaratmış, memlekete yeni bir anayasa, yeni bir kültür ve yeni bir millî ülkü vermiştir. Başka başka nitelikte diktatörler vardır. Bunlardan bazıları özgürlüğü boğar. Bazıları da aksine olarak millete özgürlük ve kültür verirler. Atatürk Türkiye'si bu sonuncu tipin simgesidir. Dünya hiçbir zaman Türkiye'nin Batı anlayışı içinde yeniden kurulması gibi heyecanlı bir drama asla tanım olmamıştır.
Social Demokraten Gazetesi

Atatürk' ün ölümünden sonra ki gazeteler

GAZETE BAŞLIKLARI



10 Kasım 1938

Macar hükümetinin Atatürk'ün vefatını bildirir ilanı



10 (veya 11) Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi




13 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



14 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



15 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



18 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



19 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



20 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



21 Kasım 1938

Cumhuriyet Gazetesi



21 Kasım 1938

Ulus Gazetesi



23 Kasım 1938

Tan Gazetesi

ANITKABİR' İN BİLİNMEYENLERİ

Ölümünden yıllar önce Anıttepe’yi gezerken “bu tepe ne güzel bir anıt yeri” diyen Atatürk, Anıttepe’ye gömüleceğini hissetmiş gibiydi...

9 yılda tamamlanan Anıtkabir’in takribi ağırlığı 150 bin ton olarak hesaplandı. Atatürk’ün kabrinin Anıttepe’ye yaptırılmasını ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önerdi.

Türk milletinin kalbinin attığı yer olan Anıtkabir, bilinen siluetinin yanı sıra bilinmeyen bir çok gerçeği de 50 yıldır derinliklerinde saklıyor. Yapımı 9 yılda tamamlanan yaklaşık 150 bin ton ağırlığındaki Anıtkabir, heykellerinden süslemelerine, kulelerinden kabartmalarına kadar pek çok özel anlamlarla yüklü...

Anıtkabir Komutanlığı’ndan alınan bilgiye göre, yapımına 9 Ekim 1944’de başlanan ve 1 Eylül 1953’de tamamlanan Anıtkabir’in yerini ilk olarak Aydın Milletvekili Mithat Aydın önerdi. Ata’nın kabrinin yapımıyla ilgili komisyon Etnoğrafya Müzesi, TBMM’nin arkasındaki tepe (Kabatepe), Ankara Kalesi, Altındağ ve Gazi Orman Çiftliği seçeneklerini eleyerek tam Çankaya’da karar kılacağı sırada, Aydın Milletvekili Mithat Aydın daha sonra “Anıttepe” olarak adlandırılacak olan Rasattepe’yi önerdi. Komisyon üyelerinin de burayı gördükten sonra Aydın’a hak vermeleri üzerine Anıtkabir’in Rasattepe’ye yapılması kararlaştırıldı. Türk milletine gömüleceği yer konusunda bir vasiyette bulunmayan Atatürk’ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe’yi gezerken ağzından dökülen “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri...” sözleri de bugün için çok anlamlı...

Anıtkabir için 1941’de açılan yarışmaya, İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin günleri yaşanmasına rağmen Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan toplam 49 proje katıldı. Ancak en çok beğenilen üç proje arasında Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın “25” numaralı projesi kabul edildi.

Vatan Toprağında Yatıyor

750 bin metrekarelik bir alan üzerinde aslanlı yol, tören meydanı, mozole ve on kuleden oluşan Anıtkabir, 907 metre yüksekte yer alıyor. Ata’nın kabri 40 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahtin yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunuyor Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında “vatan toprağında” yatıyor.

Ölümünden 15 yıl sonra Etnoğrafya Müzesi’ndeki geçici istirahatgahından Anıtkabir’e nakledilen Ata’nın naaşı, tahnit işlemi çözülerek, Suriye’deki Caber Kalesi, Kore’deki Türk şehitliği, Selanik’teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı “vatan toprağına” İslami usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi. Ata’nın kabrinin yer aldığı mezar odasına, Genelkurmay Başkanı’nın izniyle girilebiliyor.


Aslanların Sırrı

Türk milleti için kutsal değerlerle kuşatılan Anıtkabir’deki her mimari unsur ayrı bir mana taşıyor. Ata’nın kabrine ulaşan 262 metrelik Aslanlı yolun sağ ve solunda bulunan 24 aslan, “24 Oğuz boyunu” temsil ediyor. Türk kültüründe güç sembolü olduğu için seçilen aslan figürlerinin çift olması milletin “birlik ve bütünlüğünü” vurgularken, aslanların kedi gibi yatar pozisyonda olması ise bu büyük gücün “barışseverliğini” sembolize ediyor. Ziyaretçilerin de kabrin manevi atmosferine ayak uydurmaya yönlendirildiği Aslanlı yolda, taşlar Ata’nın huzuruna çıkanların “başlarının öne eğik” olması için 5 santimlik çim boşluğu bırakılarak döşenmiş.

Depreme karşı dayanıklı kılmak için tıpkı bir geminin su altındaki kısmı gibi toprağın içine yerleştirilen Anıtkabir’de mozolenin iç duvar ve zemini en nadide mermerlerle kaplanırken, tavanları renkli ve altın varaklı İtalyan mozaikleriyle süslenmiş. Milli değerleri temsil eden isimler verilen ve Selçuklu çadır mimarisinin özelliklerini yansıtan bir mimariyle yapılan 10 kule Anıtkabir’in siluetine ayrı bir değer katıyor.


Bayrak Direği ABD'den Geldi

Anıtkabir’in diğer unsurlarında olduğu gibi bayrak direği de çok özel... Anıtkabir’in 33,5 metre uzunluğundaki bayrak direğini 1946 yılında Nazmi Cemal adlı bir Türk vatandaşı ABD’den gönderdi. 4 metresi kaidenin altında gömülü bulunan direğin 29,5 metresi görülebiliyor.


Müzedeki Eserler

Anıtkabir’deki Atatürk Müzesi de Ata’nın doldurulmuş köpeği Foks’tan tıraş takımlarına, bastonlarından aldığı çok özel hediyelere kadar özel hayatını yansıtan pek çok nadide parçaya evsahipliği yapıyor. Ata’nın anne ve babasının fotoğrafları, Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği eski yazı ve Latin harfleriyle basılmış iki nüfus cüzdanı, Göğsünde taşımayı en çok sevdiği madalyalardan biri olan 1917’de Sultan 5. Mehmet Reşat’ın verdiği altın imtiyaz madalyası, Sovyet Mareşali Voroshilov ve İran Şahı Pehlevi’nin hediye ettiği değerli taşlarla süslü kılıçlar ve ince bir zevkin ürünü olan saatleri dikkat çekici parçalar arasında...

Atatürk’ün hem baston hem de tüfek olarak kullanılabilen özel silahı, manevi kızları Sabiha Gökçen ve Afet İnan’a hediye ettiği çok özel tabancaların da sergilendiği müzede, manevi kızı Rukiye Erkin’e hediye ettiği, ancak bir mercek yardımıyla okunabilen metal mahfazası içinde mini bir Kuran dikkati çekiyor.


Etiyopya Kralı'nın İlginç Çelengi

Milletvekili mazbataları ve 1927 yılında yaklaşık 5 günde okuduğu Nutuk’un orijinal metninin de yer aldığı müzede, Etiyopya Kralı Haile Selasiye’nin 1967 yılında Anıtkabir ziyaretinde mozoleye bıraktığı iki büyük gül dalıyla sembolize edilen gümüş çelenk de en ilginç parçalardan birisi...

Anıtkabir’deki Atatürk Müzesi’nde ayrıca okumaya büyük önem veren Atatürk’ün özel kitaplığında bulunan Türk ve İslam tarihi, dil, edebiyat, sosyal bilimler, bilim ve teknik konularındaki Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slav dillerindeki toplam 3 bin 118 kitap da sergileniyor.

ANITKABİR' İN BÖLÜMLERİ

ANITKABİR' İN BÖLÜMLERİ

Bütün bu özellikleriyle yapıldığı dönemin en iyi örneklerinden biri olan Anıtkabir yaklaşık 750.000 m² lik bir alanı kaplamakta olup, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısma ayrılır.

1. Barış Parkı

Anıtkabir inşaatı devam ederken toprak kaymasını önlemek ve çevresinde yeşil bir kuşak oluşturmak amacıyla ağaçlandırma çalışmaları da yapılmıştır. Yaklaşık 750.000 metre karelik bir yerleşme alanına sahip Anıtkabir’in çevresine ilişkin peyzaj planlamasına 1946 yılında başlanmıştır. Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Cihanda Sulh” özdeyişinden ilham alınarak, çeşitli yabancı ülkelerden ve Türkiye’nin bazı bölgelerinden getirilen fidanlarla “Uluslararası Barış Parkı” oluşturulması düşünülmüştür.


Yabancı Devletlerden Barış Parkı’na Hediye edilen fidanlar aşağıdaki gibidir:

Afganistan: 15 Akkavak, 10 Nesteren Gül, 12 Çitlenbik
Amerika Birleşik Devletleri: 310 Mavi Ladin, 100 Mavi Selvi, 100 Sedir
Avusturya: 55 Dağ Çamı
Batı Almanya: 25 Bataklık Meşesi, 10 Huş, 13 Ihlamur, 5 Atlas Sediri, 5 Yabancı Selvi, 8 Pinus Sabiniana, 17 Erik, 5 Yatık ardıç, 200 Gül
Belçika: 10 Kotoneaster, 13 Şimşir, 12 Top Mazı, 12 Yatık Ardıç, 12 Sedir, 12 Akçaağaç, 12 Porsuk, 12 Göknar, 12 Sarıçam
Danimarka: 20 Kayın
Finlandiya: 275 Huş
Fransa: 10 Kızılağaç, 10 Sarıçam, 10 Sahil Çamı, 10 Fıstık Çamı, 10 Avrupa melezi, 10 Göknar, 10 Kayın, 10 Avrupa Ladini
Güney Çin: Bir miktar Armand Çamı ile Çin Göknarı tohumu
Hindistan: 289 Sahil Çamı
Irak: 20 Musul Fıstığı
İngiltere: 50 Kiraz, 50 Porsuk, 100 Karaçam, 50 Meşe
İspanya: 1 Karaağaç, 1 Selvi, 4 Sahil Çamı, 1 Dışbudak, 2 Kestane, 3 Ardıç, 1 Ceviz, 1 Meşe
İsrail: 30 Sahil Çamı
İsveç: 10 Huş
İtalya: 5 Karayemiş, 5 Mezarlık Selvisi, 8 Fıstık Çamı, 10 Mavi Selvi, 5 Karaçam, 7 Sedir
Japonya: 35 Kiraz
Kanada: 30 Akçaağaç
Kıbrıs: 5 Çam
Mısır: 8 Akkavak, 6 Katalpa, 6 Gladiçya, 6 Akasya, 6 Salkım Akasya
Norveç: 12 Gürgen
Portekiz: 50 Mezarlık Selvisi, 50 Sahil Çamı
Yugoslavya: 10 Ihlamur, 5 Zofora, 5 Kestane, 10 Erguvan, 10 Çınar, 20 Selvi Kavak, 5 Katalga, 5 Fındık, 10 Söğüt, 5 Maklora, 10 Çitlenbik, 20 Meşe, 20
Polyanta Gül, 20 Gül, 19 Mazı, 11 Yalancı Selvi, 5 Boylu Ardıç, 8 Karaçam, 10 Huş, 1 Alıç, 10 Taflan, 10 Berberis, 2 Mavi Sedir, 20 Yatık Ardıç, 10 Leylak, 6
Karayemiş, 10 Erguvan, 6 Mahonya, 3 Porsuk, 10 Söğüt
Yunanistan: 5 Kayın, 5 Göknar, 5 Porsuk, 5 Çoban Püskülü, 5 Karaçam


2. Anıt Bloğu

Anıtkabir Anıt Bloku üç bölümden oluşmaktadır.

a- Aslanlı Yol
b- Tören Meydanı
c- Mozole

a - Aslanlı Yol

Anıtkabir'e Tandoğan kapısından girildiğinde Barış Parkı içerisinde uzanan yoldan Aslanlı Yol başındaki 26 basamaklı geniş merdivenlere ulaşılır. Merdivenin hemen başında karşılıklı olarak istiklal ve hürriyet kuleleri ile üçlü kadın ve erkek heykel grupları yer almaktadır. Ziyaretçileri Atatürk'ün yüce huzuruna hazırlamak için yapılmış olan 262 metre uzunluğundaki yolun iki yanında oturmuş pozisyonda 24 aslan heykeli bulunmaktadır. Anadolu'nun eski uygarlıklarından Hititler'de ve Türk mitolojisinde kudreti simgeleyen aslanlar, Türk milletinin birlik ve bütünlüğünü temsilen çift yapılmışlardır. Aslanlar Türk milletinin kuvvet ve kudretini simgelemektedir. Heykeller Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Anıtkabir yapı topluluğu içinde, simetri gözetilerek yerleştirilmiş olan on adet kule vardır. Bu kulelere ulusumuzun ve devletimizin oluşumunda büyük tesirleri olan yüce kavramları temsil eden isimler verilmiştir. Kuleler, plan ve yapı bakımından birbirinin benzeridir. Kareye yakın 12 x14 x7,20 m. boyutlarında dikdörtgen plan üzerine kurulmuş olan kulelerin üzeri piramit biçiminde çatılarla örtülüdür. Çatıların tepelerinde, eski Türk çadırlarında görülen tunç mızrak ucu vardır. Eski Türk kilim desenlerinden alınmış geometrik süslemeler, fresk tekniğinde uygulanmıştır.

Ayrıca kulelerin iç duvarlarında, o kulenin ismiyle ilgili bir kompozisyon ve Atatürk'ün özlü sözleri bulunmaktadır.

İstiklâl Kulesi

Aslanlı yolun sağ başında bulunan İstiklal Kulesi'nin iç duvarlarında bulunan kabartmada, ayakta duran ve iki eliyle kılıç tutan bir gencin yanında bir kaya üzerine konmuş kartal figürü görülmektedir. Kartal, mitolojide ve Selçuklu sanatında gücün, istiklâl ve bağımsızlığın sembolü olarak tasvir edilmiştir. Kılıç tutan genç ise istiklali savunan Türk milletini temsil etmektedir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Ayrıca kule duvarlarında yazı bordürü olarak Atatürk'ün istiklalle ilgili şu sözleri yer almaktadır:

· "Ulusumuz en korkunç yok oluşla son buluyor gibi görünmüşken, tutsak edilmesine karşı evladını ayaklanmaya davet eden atalarının sesi, kalplerimiz içinde yükseldi ve bizi son Kurtuluş Savaşı'na çağırdı." (1921)

· "Hayat demek savaşma, çarpışma demektir. Hayatta başarı kesinlikle savaşta başarı kazanmakla mümkündür." (1927)

· "Biz hayat ve bağımsızlık isteyen ulusuz ve yalnız ve ancak bunun için hayatımızı hiçe sayarız." (1921)

· "İnsaf ve merhamet dilenmek gibi bir prensip yoktur. Türk ulusu, Türkiye'nin gelecekteki çocukları, bunu bir an hatırdan çıkarmamalıdırlar." (1927)

· "Bu ulus bağımsızlıktan yoksun olarak yaşamamıştır, yaşıyamaz ve yaşamıyacaktır, ya istiklal ya ölüm." (1919)

Kulenin içinde ise Anıtkabir maketi ile Anıtkabir'i tanıtıcı ışıklı panolar bulunmaktadır.


Hürriyet Kulesi

Aslanlı Yol'un sol başında bulunan Hürriyet Kulesi içindeki kabartmada; elinde kağıt tutan melek figürü ile meleğin yanında şaha kalkmış bir at tasvir edilmiştir. Melek figürü bağımsızlığın kutsallığını, elindeki kağıt "Hürriyet Beyannamesi"ni sembolize etmektedir. Şaha kalkmış at figürü ise hürriyet ve bağımsızlık sembolüdür. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk'ün hürriyet ile ilgili şu sözleri yazılıdır.

· "Esas, Türk ulusunun saygın ve onurlu bir ulus olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa sahip olmakla sağlanabilir. Ne kadar zengin ve bolluk içinde olursa olsun bağımsızlıktan yoksun bir ulus, uygar insanlık karşısında uşak olmak durumundan yüksek bir işleme hak kazanamaz." (1927)

· "Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür."

· "Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir."

· "Bütün tarihsel yaşantımızda özgürlük ve bağımsızlığa sembol olmuş bir ulusuz."

Kule içinde Anıtkabir'in inşaat çalışmalarını gösteren fotoğraf sergisi ve inşaatta kullanılan taş örnekleri bulunmaktadır.

Kadın Heykel Grubu

İstiklal kulesinin önünde, ulusal giysiler giymiş üç kadından oluşan bir heykel grubu vardır. Bu kadınlardan kenarlardaki ikisi yere kadar uzanan kalın bir çelenk tutmaktadır. Başak demetlerinin meydana getirdiği çelenk bereketli yurdumuzu temsil etmektedir. Soldaki kadın, ileri uzattığı elindeki kapla Atatürk'e tanrıdan rahmet dilemekte, ortadaki kadın eliyle yüzünü kapamış ağlamaktadır.

Bu üçlü grup, Türk kadınlarının Atatürk'ün ölümünün derin acısı içinde bile gururlu, ağırbaşlı ve azimli oluşunu dile getirmektedir. Heykel grubu Hüseyin Özkan'ın eseridir.

Erkek Heykel Grubu

Hürriyet Kulesi'nin önünde üç erkekten oluşan heykel grubu vardır. Sağdaki erkek başında miğferi ve kalın kaputu ile Türk askerini temsil ederken, onun yanında elinde kitabı ile Türk gençliğini ve aydın insanı, biraz gerisinde ise yerel kıyafetlerle Türk köylüsü temsil edilmiştir. Her üç heykelin yüzünde derin acı ile Türk milletinin kendine özgü ağırbaşlılığı ve yüksek irade gücü dile getirilmiştir. Heykel grubu, Hüseyin Özkan'ın eseridir.

· b- Tören Meydanı

Aslanlı yolun sonunda yer alan tören meydanı 129 x84,25 m. boyutlarındadır. 15.000 kişi kapasiteli bu alanın zemini; siyah, kırmızı, sarı ve beyaz renkte traverten taşlardan oluşan 373 adet halı ve kilim deseniyle bezenmiştir.


Mehmetçik Kulesi

Aslanlı yolun bitiminde sağda Mehmetçik Kulesi yer almaktadır. Kulenin dış yüzeyinde yer alan kabartmada; cepheye gitmekte olan Mehmetçiğin evinden ayrılışı ifade edilmektedir. Bu komposizyonda, elini asker oğlunun omuzuna atmış onu vatan için savaşa gönderen hüzünlü, fakat gururlu anne tasvir edilmiştir. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Mehmetçik ve Türk kadınları hakkında söylediği özlü sözler yer almaktadır:

· "Kahraman Türk eri Anadolu savaşlarının anlamını kavramış, yeni bir ülke ile savaşmıştır." (1921)

· "Dünyanın hiçbir yerinde, hiçbir ulusunda Anadolu köylü kadının üstünde kadın çalışmasından söz etmek imkânı yoktur." (1923)

· "Bu ulusun çocuklarının özverileri, kahramanlıkları için ölçü birimi bulunamaz."

Kulenin içinde; Anıtkabir ve Atatürk ile ilgili çeşitli kitaplar ve hediyelik eşyalar ziyaretçilere sunulmaktadır.


Anıtkabir Kitaplığı

Mehmetçik ve Zafer kuleleri arasında yer alan; müze, kitaplık ve Kültürel Faaliyetler Müdürlüğü'nün içindeki birimde "Atatürk ve Türk Devrimi Kütüphanesi" bulunmaktadır. Atatürk, milli mücadele ve inkılâplar konulu Türkçe ve yabancı dillerde kitapların bulunduğu bir "İhtisas Kütüphanesi" olarak, her kesimden araştırmacı ve okuyucuya hizmet vermektedir.

Zafer Kulesi

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün en önemli üç zaferinin ( Conkbayırı Muharebesi, Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutan Meydan Muharebesi ) tarihi ve zaferle ilgili özlü sözleri yazılıdır. Kule içinde Atatürk'ün naaşını 19 Kasım 1938'de İstanbul Dolmabahçe Sarayı'ndan alarak Sarayburnu'nda donanmaya teslim eden top arabası sergilenmektedir.

İsmet İnönü Lahdi

Barış ve Zafer Kuleleri arasında yanları açık sütunların oluşturduğu galerinin ortasında 25 Aralık 1973 yılında vefat eden Atatürk'ün en yakın silah arkadaşı, Türk Milli Mücadelesinin Batı Cephesi komutanı ve ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün sembolik lahdi bulunmaktadır. Mezar odası alt kattadır.

İsmet İnönü, Anıtkabir'e 28 Aralık 1973'te Bakanlar Kurulu Kararı ile defnedilmiştir.

Barış Kulesi

Kulenin iç duvarında Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" ilkesini dile getiren bir kabartma kompozisyonu yer almaktadır. Bu kabartmada çiftçilik yapan köylüler ve yanlarında kılıcını uzatarak onları koruyan bir asker figür tasvir edilmiştir. Bu asker barışın sağlam ve güvenli kaynağı olan Türk ordusunu sembolize etmektedir. Bu şekilde insanlar Türk ordusunun sağladığı huzur ortamı içinde günlük hayatlarını devam ettirmektedirler. Kabartma, Nusret Suman'ın eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk'ün barış ile ilgili şu sözleri yer almaktadır.

· "Dünya vatandaşları kıskançlık, açgözlülük ve kinden uzaklaşacak şekilde terbiye edilmelidir." (1935)

· "Yurtta Barış, Cihanda Barış."

· "Ulusun hayatı tehlikeyle karşı karşıya kalmadıkça savaş bir cinayettir." (1923)

Kulenin içinde ise Atatürk'ün 1935-1938 yılları arasında kullandığı Lincoln marka tören ve makam otomobilleri sergilenmektedir.


23 Nisan Kulesi

Kulenin iç duvarında 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılışını temsil eden bir kabartma yer almaktadır. Bu kabartmada, ayakta duran kadının tuttuğu kağıdın üzerinde 23 Nisan 1920 yazılıdır. Kadının diğer elinde Millet Meclisimizin açılışını simgeleyen bir anahtar bulunmaktadır. Kabartma, Hakkı Atamulu'nun eseridir.

Kule duvarlarında meclisin açılışıyla ilgili Atatürk'ün özlü sözleri yer almaktadır:

· "Bir tek karar vardı: O da ulusal egemenliğe dayalı, hiçbir koşula bağlı olmayan bağımsız, yeni bir Türk Devleti kurmak." (1919)

· "Türkiye Devletinin tek ve gerçek temsilcisi yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir."

· "Bizim bakış açılarımız kuvvetin, gücün, egemenliğin, yönetimin doğrudan doğruya halka verilmesidir, halkın elinde bulundurulmasıdır."

Kulede Atatürk'ün 1936-1938 yılları arasında kullandığı Cadillac marka özel otomobili sergilenmektedir.


Bayrak Direği

Anıtkabir'in Çankaya yönündeki 28 basamaklı tören meydanına giriş merdivenlerinin ortasında, tek parçalı yüksek bir direk üzerinde Türk bayrağı dalgalanır. Amerika'da özel olarak yaptırılan 33.53 m. yüksekliğindeki bu direk, Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Direğin 4 metresi kaidenin altında kalmaktadır. Amerika'da yaşayan Türk asıllı Amerika vatandaşı Nazmi Cemal tarafından, kendi bayrak direği fabrikasında imal edilerek 1946 yılında Anıtkabir'e hediye edilmiştir. Bayrak direğinin kaidesinde yer alan kabartmada; meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir. Türk bayrağı, ulusumuzun yurdunu savunma, zafer kazanma, barışı koruma ve uygarlık kurma gibi yüce değerleri üzerinde dalgalanmaktadır. Kabartma Kenan Yontuç'un eseridir.


Misâk-ı Millî Kulesi

Atatürk ve Kurtuluş Savaşı Müzesi'nin girişi olan bu kulenin içinde bir kılıç kabzası üzerinde üst üste konmuş dört elden oluşan bir kabartma yer almaktadır. Kabartma , Türk vatanının kurtarılması için içilen millet andını ifade etmektedir. Nusret Suman'ın eseridir. Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Millî Mîsâk ile ilgili özlü sözleri yazılıdır:

· "Kurtuluşumuzun genel kuralı olan ulusal andı tarih safhasına yazan ulusun demir elidir." (1923)

· "Ulusal sınırlarımız içinde özgür ve bağımsız yaşamak istiyoruz." (1921)

· "Ulusal benliği bulamayan uluslar başka ulusların avıdır." (1923)

Kulenin ortasında Anıtkabir'de icra edilen törenlere katılan heyetlerin özel defteri imzalamaları için imza kürsüsü yer almaktadır. Müzenin girişi olan bu kulede bulunan aktüalite panolarında Anıtkabir'de yapılan önemli törenlere ait fotoğraflar da sergilenmektedir.


İnkılâp Kulesi

Müzenin devamı olan bu kulede Atatürk'ün kullandığı eşyalar sergilenmektedir. Kulenin iç duvarında yer alan kabartmada zayıf, güçsüz bir elin tuttuğu sönmek üzere olan bir meşale, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'nu, Güçlü bir elin göklere doğru kaldırdığı ışıklar saçan diğer bir meşale ise, yeni Türkiye Cumhuriyeti ve Atatürk'ün Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyine ulaştırmak için yaptığı inkılâpları simgelemektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.

Kule duvarlarında Atatürk'ün inkılâplarla ilgili şu sözleri yazılıdır:

· "Bir toplum aynı amaca bütün kadınları ve erkekleriyle beraber yürümezse ilerlemesine, uygarlaşmasına teknik imkân ve bilimsel ihtimal yoktur."

· "Biz ilhamlarımızı gökten ve bilinmeyen alemden değil, doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz."


Cumhuriyet Kulesi

Bu kulenin duvarlarında Atatürk'ün Cumhuriyet ile ilgili şu özlü sözü bulunmaktadır.

· "En büyük gücümüz, en güvenilir dayanağımız, ulusal egemenliğimizi kavramış ve onu eylemli olarak halkın eline vermiş ve halkın elinde tutabileceğimizi gerçekten kanıtlamış olduğumuzdur."

Kulenin içinde, Atatürk'ün öğrenim gördüğü Manastır Askeri İdadisi ile Sivas ve Erzurum Kongre binaları ve I. T.B.M.M. binalarının maketleri ve o dönemlere ait fotoğraflar sergilenmektedir.


Müdafaa-i Hukuk Kulesi

Bu kule duvarının dış yüzeyinde yer alan kabartmada, Kurtuluş Savaşımızda ulusal birliğimizin temeli olan Müdafaa-i Hukuk dile getirilmektedir. Kabartmada, bir elinde kılıç tutarken diğer elini ileri uzatmış sınırlarımızı geçen düşmana "Dur!" diyen bir erkek figür tasvir edilmiştir. İleri uzatılan elin altında bulunan ulu ağaç yurdumuzu, onu koruyan erkek figürü ise kurtuluş amacıyla birleşmiş olan milletimizi temsil etmektedir. Kabartma Nusret Suman'ın eseridir.

Kulenin duvarlarında Atatürk'ün Müdafaa-i Hukuk konusunda söylediği sözler yer almaktadır:

· "Ulusal gücü etken ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır." (1919)

· "Ulus bundan sonra hayatına, bağımsızlığına ve bütün varlığına şahsen kendisi sahip çıkacaktır." (1923)

· "Tarih; bir ulusun kanını, hakkını, varlığını hiçbir zaman inkâr edemez." (1919)

· "Türk ulusunun kalbinden, vicdanından doğan ve onu esinlendiren en esaslı, en belirgin istek ve iman belli olmuştu: Kurtuluş." (1927)

Kulenin içinde "Atatürk ve Milli Mücadele" konulu periyodik sergiler düzenlenmektedir. Ayrıca Atatürk'ün 1899 - 1905 yıllarında Harp Okulu ve Harp Akademisi öğrenimini gördüğü İstanbul Harbiye Mektebi'nin maketi bulunmaktadır.


Başkomutan Meydan Muharebesi Kabartması

Komposizyonun solunda yer alan ve bir köylü kadın, bir erkek çocuk ve bir attan oluşan grup milletçe savaşa hazırlık dönemini temsil etmektedir. Sonraki bölümde; Atatürk bir elini ileri uzatmış ve "Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri!" diyerek ordularımıza hedefi göstermektedir. Öndeki melek, Ata'nın emrini borusu ile uzak ufuklara iletmektedir. Bundan sonraki bölümüde, Atatürk'ün emrini yerine getiren Türk ordusunun fedakarlıklarını ve kahramanlıklarını temsil eden kabartmada, vurulup düşen bir erin elindeki bayrağı kavrayan bir yiğit ile siperde ellerinde kalkan ve kılıçlı bir asker Türk ordusunun taarruzunu sembolize etmektedir. Önde ise elinde Türk bayrağı ile Türk ordusunu çağıran zafer meleği bulunmaktadır. Kabartma Zühtü Müridoğlu'nun eseridir.


Sakarya Meydan Muharebesi Kabartması

Komposizyonun sağında bir genç, iki at, bir kadın ve bir erkek bulunmaktadır.Bunlar, savaşın ilk döneminde düşman saldırıları karşısında evlerini bırakıp yurt savunması için yollara düşmüştür. Sağdaki delikanlı arkaya dönmüş, sol elini kaldırıp yumruğunu sıkarak düşmanlara; "Bir gün döneceğiz ve sizden öcümüzü alacağız" demektedir.

Bu üçlü grubun önünde çamura batmış bir araba, çabalayan atlar, tekerleği döndürmeye çalışan bir erkek ve iki kadın ile ayakta bir yiğit ve ona bir kılıç sunan diz çökmüş bir kadın vardır. Bu grup figürleri, Sakarya Muharebesi başlamadan önceki dönemi temsil etmektedir. Bu grubun solunda, yere oturmuş iki kadın ve bir çocuk, düşman istilası altında, Türk ordusunu bekleyen halkımızı simgelemektedir. Bu halkın üzerinden uçarak Başkomutan Mustafa Kemal'e çelenk sunan bir zafer meleği vardır.

Komposizyonun sonunda yere oturan kadın vatan anayı, diz çöken genç Sakarya Meydan Muharebesi'ni kazanan Türk ordusunu, meşe ağacı ise zaferi simgelemektedir. Vatan ana, Türk ordusunun zaferinin simgesi olan meşe ağacını göstermektedir. Kabartma İlhan Koman'ın eseridir.


c - Mozole

Anıtkabir'in en önemli bölümü olan mozoleye çıkan 42 basamaklı merdivenlerin ortasında "hitabet kürsüsü" yer almaktadır. Mermer kürsünün tören meydanı cephesi dairesel geometrik motiflerle süslü olup, ortasında Atatürk'ün "Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir" sözü yazılıdır. Kürsü Kenan Yontuç'un eseridir.

Mozole 72x52x17 m. boyutlarında uzunca dikdörtgen bir plan üzerine kurulmuş olup, ön ve arka sekiz, yan cepheler ise 14.40 m. yüksekliğinde ondört kolonatla çevrelenmiştir. Mozole cephesinde, solda Atatürk'ün Türk gençliğine hitabı, sağda ise Cumhuriyet'in kuruluşunun 10. yıldönümünde söylediği nutku yer almaktadır. Harfler taş kabartma üzerine altın yaldızlarla yazılmıştır.


Şeref Holü

Şeref holüne bronz kapılardan girilir. Girişte sağda Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli Türk ordusuna son mesajı, solda ise 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün Atatürk'ün ölümü üzerine yayınladığı 21 Kasım 1938 tarihli Türk milletine taziye mesajı yer almaktadır. Bu iki yazıt Atatürk'ün doğumunun 100. yılı olan 1981'de yazılmıştır.

Şeref holünün 27 kirişten oluşan tavanı ile yan galeri tavanları 15 - 16. yüzyıl Osmanlı halı ve kilim motiflerinden oluşan mozaiklerle süslenmiştir.


Mezar Odası

Atatürk'ün aziz naaşı, mozolenin zemin katında dinsel ve geleneksel kurallara uygun olarak toprağa defnedilmiştir. Mezar odasının ortasında kıble yönünde kırmızı mermer sanduka yer almaktadır. Mermer sandukanın çevresinde bütün illerden, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ve Azerbaycan'dan gönderilen toprakların konuşduğu pirinç vazolar bulunmaktadır. Mezar odası Selçuklu ve Osmanlı mimari stilinde sekizgen plânlı olup, piramidal külâhlı tavanı geometrik motifli mozaiklerle süslenmiştir.